Ateş yakar dağı, düzü, bucağı.
Kavurur her seyi, kurutur bağı,
Har'ları bahşedip, düşürme ağı,
Yangınlardan bizi, koru Yarabbi.
Yağmur sağnak olur yağar sel gibi,
Küflenmiş her söz artık,aşk dokumaz dudaklar.
Maskelere gizlenmiş gözler kaşlar yanaklar.
İçeriden pas yürümüş, he hali yalan tuzak,
hiç bir sey yapasım gelmiyor içten.
içimi karartan dara küskünüm..
kayboldum da bittim tamamen hiçten
elimde teselli kara küskünüm
hiç bir sey yapasım gelmiyor içten.
içimi karartan dara küskünüm..
kayboldum gidiyorum ben hiçten hiçten.elimde teselli kara küskünüm
senmisim hataya düşeren beni ..
Uğradımda köye,ata yurduma.
Hazan erken düşmüş, bağlar bozulmuş.
Kimse gitmez olmuş, artık yardıma.
Ölenler ölmüşte, sağlar bozulmuş.
Uğranmaz harabe, garip yaylası.
Ey fani bugün Cuma,günlerden bayram günü.
Gafilligin boşuna, çevir rabbe yönünü.
Kalabalık içinde, zaten garip ruhun dar.
El aç mübarek günde, seni bilen rabbim var.
Bu aşkın tüm günahı benim üstüme kaldı.
Hani ay parçandım ben sözlerim şeker baldı
Maziye bak vefasız, bizden neleri çaldı.
Sen bilmesen de olur ben kıymet bileceğim.
Benim gibi seveni bul bende seveceğim.
Dostum söyler, acı sözü.
Dağlar yürek , cızı közü.
Kanlı yaşlı , dolan gözü.
Bir gün silen, bulunurmu?
Bu aşkın masalını gökte kuşlar dinliyor
Saksıdaki çiçekler bakmadım da çürüyor
Cümle alem ismini zikrediite inliyor
Sevdamız destandiya bak çocuklar gülüyor
Nereydi taş gönlünün istikamet kıblesi
ÇAKIROĞLU
İki bin on beşin, yirmi şubatı,
Hep seni anlatır, dil Çakır oğlu,
Sana kıyanların, yıkılsın tahtı,
Unutmayız seni, bil ÇAKIROĞLU
Zülfikâr KILIÇ




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!