Sen ne kadar istersen o kadar o
Sen ne kadar gidersen o kadar gider o
Sen ne kadar gelirsen o kadar gelir o
Sen ne kadar bilmek istersen, o kadar bilir seni o
Sen ne kadar gülersen o kadar güler o
Özlemek; tanıdığın, bildiğin, denediğin, gördüğün,
yaşadığın, zevk aldığın,
çıldırdığın, kahrolduğun,
yaşam anlarını tekrar etme sızısıdır özlemek.
Özlemek; hasrettir, haslettir, esarettir, özgürlüktür,
Tepeler; katran karası tepeler
Ufku uzak, üstü puslu tepeler
Ulaşılması zor,yamaçları dik tepeler
Rüzgarı gür,eyleşmesi savruk tepeler
Sen!
yitik sen
kaybolmuş aranan sen
fırtına yerine meltemlerde silinen sen
sinende saklı sen
ehli vücudunda manada görünen, maddiyatta ben diyen sen
Sessiz kalabalık;
Beni de al içine
Yığınlarının içinde sarmalla
Kaybolmuşluk bahşet ruhuma
Sessiz kalabalık;
Yağmur toprağa hasret
Bulut olurum der kararır
Toprak yağmuru bekler
Güneşli günleri sevsem de sevmesem de gel
Bulutlarda kayboluşuna hayranım der
Yağmur dayanamaz yağar toprağın üstüne
Viranesin, yalansın, kahpesin
Yitiksin, şeytansın, cehennemsin Dünya
Dipsiz kuyusun, sanki soysuzsun
Bulunmaz Hint kumaşısın Dünya.
Kurşunsun sineme; öldürmez yarasın!
Sen ne büyüksünki biz işine karışıyoruz
Ben demeyen Sana inat ben diyoruz
Herşeyi ama herşeyi yaratıyorsun ve yaratmaya devam ediyorsunki biz yaratmayı sahipleniyoruz
Şanını bütün varlıklar hakkıyla onaylıyorki biz tasdiği kendimize yontuyoruz
HerAn her baktığımız yerde ve bakmadığımız, bakamadığımız köşebucaktA aslında sadece sen varsın
Ama biz görmek istemediğiz yerde Seni biryerlerde saklamaya yelteniyoruz
Varlar dı şimdi var görüntüsündeler
Duacılar dı şimdi bedduadalar
Cennetimi garanti demişlerdi
Şimdi cehennemime sevdalılar
Verirsen alıyorlardı
Dünyaya geldim geleli, bildimbileli, öğrendiğim öğreneli, sayısız öğretileri hıfzettim.
Kolay olanlarına, nefsin şeytani duygularına bazen esir oldum, etkilerinde soruşturmalar, münazaralar, kavgalar yaptım iç dünyamda
Bazan galip; bazan mağluplarda seyyahlaştım. Sorularım bazan cevapsız baxan anlamadığımın farkına vardım Mevlana sözleri misali anladığım kadardım aslında. Anlamak istediğim kadarlarda yüzdüm, yüzleştim. Çok nadiren ruh bedenimle anlaşmalara, akitlere baliğ oldum.
Derinleşmeden yükselinmiyor bilgi dağarcığında. Sinen acımadan olgunlaşmıyor kuyruk acılarım.
Niye, nasıl, miçinlerde kaybolurken bir bakıyorum, bir sohbete gidiyorum, bir kitabı açıyorum. Bir iki üç derken sayfalarda kendimi görmek istiyorum ve geliyorlar. Sınıyorum nefsimi, mutlak gerçeklerde yüzmeye çalışıyor ve başarıyorum gibi.
Gerçek sanatı ve sanatkarımı iliklerime kadar çekiyorum. Çekiyorumki her nefes alışverişimde yalnız bırakmasın beni. Aslında O; yani yaradanım yalnız bırakmıyor beni ; ben çirkeflere gönül verirken kısa dünyalık zevklerinde bırakıyorum zihnimden onu. Sanki uzaklaştırıyorum esirek bedeni hayvani cismaniyetimle. O ki alemleri yaradan ve yarattıklarının her türlü ihtiyacını gideren. O ki sanatına saygı duyulup kısa dünya imtihanında..... Uzun seneler asırlar, sonsuz muhteviyatında hasbihaller gelsin yerleşsin yakinine.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!