Her insan denildiğinde aslında bir insan anlamına geliyor.Hani hep bir ağızdan Allah'ın dirliğini birliğini bilip aynı anda haykırmak gibi. Çünkü insan denildiği zaman halife olunuyor veya Bir olanı tanıyan anlamına geliyor.
O zaman insanlar insan olsaydı ayrılık gayrılık olmazdı. Anlaşamamazlıkların sebebi doğumdan ölüme inişli çıkışlı; tozlu dumanlı yollarda insan olunabilmesi için kainatı veya yaşam kitabını iyi okuyup aslen dolu olan ruhaniyeti boş olan insansı yapıyla denk hale getirebilmek adına çalışmalar, aksiyonlar yapmak gerekiyor. Ki Ahmet Hulusi üstadın dediği gibi insansılıktan insan olmaya geçmek gerekir ''bir'' olmak için.
Tatlının tüm insansılar tarafından dile götürüldüğünde anlamı ''bir'' olarak tatlı denildiğinde yadırgamıyoruz. Bir ahırın önünden geçerken etrafa verdiği kokunun fevkine ve çeşitlendirilirken kötü koku kavramı aynı anlamlandırılırken gerçeğe gitme yolunun birliğinde anlaşamayan insansılar, fikir beyanatlarını kabullendirebilmede katliama kadar gidebiliyor. Hatta toplumları kabullendirme adına geçici yol güzergahı olan bu dünyada İnsansılığı bırakalım hayvanatın en altına geçilebiliyor hırs adına, benlik adına. Ve ben diyen benler kabarık iştahlarını doyuramadan geçip gidiyor güzergahtan.
Pişmanlıklar dünyada isen muteber. Gidince geri dönülmüyor. Sadece dönülme umuduyla keşkelerle uğraş veriliyor. Bu da azap denilen cezanın çeşitlendirmesinde rol oynuyor.
İşte Bizler insan olabilme erdemli bizler şafağa yakınken benliklerle, hezeyanlarla aksiyonlaşma yerine doğru heyecanlarda, doğru seçimde, doğru gülüşlerle, doğru yerde eyleşebilme adına mutluluk iksirini aynı görsel, tat ve koku duyularıyla bir olan kainatta birlik olaraka yaşayabilsek ve insan olsak ne güzel.
Hergün Ölmektense
Hergün ölmektense birgün öl
Kurtul rahatsızlık verenden
Kah iyi, kah kötü, sen iyi olanda öl
Eylen ölü hayatta bihayat bul
Hız mı yavaş, durağan mı hızlı
Bakmak mı at gözlüğü gibi tek
Yoksa görmek mi bize daim
Kurşun mu hızlı yıllar mı yavaş
Saçlarım sanki benden hızlı ağarmış
Ne büyüksün İstanbul, ne büyük
Devletlere namzetsin, dünyada tek
Şerefsin, haysiyetsin islama
Adın İslambol, yerin islambol
Ne büyüksün İstanbul, ne büyük
Hayat hepbahar olmak için çırpınıyor
Aheste gönüllerde taht kuruyor
Zihayat saf saf ona koşuyor
bedbahtlar nafile
Ne kışın veriyor ne yazın
gören gözlere hazım
Hayat sen beni avlamadın
Ben seni tavlamaya çalışıyorum
Ben çalım atmaya çalışıyorum sana
Sen gerçeksin ben fani
Sen O'sun baki
Ben hayvan yüklü bir bineğim
Tepeler; katran karası tepeler
Ufku uzak, üstü puslu tepeler
Ulaşılması zor,yamaçları dik tepeler
Rüzgarı gür,eyleşmesi savruk tepeler
Yağmur toprağa hasret
Bulut olurum der kararır
Toprak yağmuru bekler
Güneşli günleri sevsem de sevmesem de gel
Bulutlarda kayboluşuna hayranım der
Yağmur dayanamaz yağar toprağın üstüne
Sahi; ne uzunmuş özleyesi yollardan geçmek
Ne geçmez vakitlerin erimiymiş cennet
Dakikalarına hayırlı yolculuklar sığası trafik
Dikkatlerin kırmızı ışıklarında, yeşil yanası yollar
Sahi; yol! vaktin dakikalarda saklanıp saatlerde oyalanışı
Sen!
yitik sen
kaybolmuş aranan sen
fırtına yerine meltemlerde silinen sen
sinende saklı sen
ehli vücudunda manada görünen, maddiyatta ben diyen sen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!