Yüce vefa dosttur, burası hak kapısıdır.
Dosttun ötesi yoktur, ne ana ne de ananın üstü ana.
Elmastan öte en narin sevgi gözyaşları karışır, zemzemin toprağına.
Samimiyetin gözyaşları dökülür vefa adına.
En içten konuşmalar, dualar, sevgiler bir bir dökülür dillere.
Göz hep bakar, doymaz bu sevgiye yine dönüp bakar.
Bir gün çıkınını açta; neler yiyip içersin.
Utanırım, yüzüm kızarır cümle âleme.
Erikler, kirazlar, narlar, incirler, cevizler.
Kurbanda közleme etler, bulgurlar.
Hak kapısında belim bükülür, bir diyebilecek sözüm yoktur.
Hani dil lal olur, gönül mahcup olur, alın secdeye düşer, vücut ter basar.
Ana ana! Doğursaydın beni Efendimizin yanında.
İlmek ilmek dokusaydın bedenimi, o kapının eşiğinde.
Zemzemle büyütseydin, tevazu elbisesiyle.
Bugün acı içinde kıvranıyor, sonradan gelen can evim ana.
(30.05.2013)
Öyle güzel tercih ki namaz.
Oğlakların, keçilerin sütünü bekler gibi beklerim.
Anaları saçları değil, çocukların gönlünü okşar.
Benim gönlümü de sıra sıra kılınan namaz okşar.
Bu eğilip bükülüp, yere çömelme; meşakkat mi sanırsınız.
Gönül aşk deryasında, varın yokun; sevgi olduğu bilmesidir.
Hani iki büklüm saygıyla Allah’ı anmak var ya!
Cennet, Cehennem ve ruhumuzda olmazsa.
Hani beşer sersem olmuş, Cin çarpmışsa.
Hani feleğin çemberinde inim inim inlemişse.
Tüm hürmetler, yeterdir gözlerime yağan kar taneleri.
Ormanlarla kaplı; yürürken derin vadiler içinde.
Pırıl pırıl akan suların başında başım.
Yıllar yılı beklediğim ustam vardı.
İçi neler dolu idi; gönlüm vardı.
Akan suya batırıp batırıp temizlese;
Ki sevaplarla, dualarla ustam pırıl pırıl etse.
Gözlerim bembeyaza yağar.
Rahmet aşkla yağar.
Her tanesi gönüle sevgi yağar.
Şehidimin tertemiz örtüsü,
Toprağım Anadolu, aşkın ocağı.
Sevdanın duaları dolu dolu yağar.
Deli gönül, vefa yazan kalemim,
Efendimize hürmette kara sevdam,
İhramları giyinmiş bulutlara selamım,
Giden her dostta hatimden hediyem,
Ah!
Ağlar gözler;
Aşık kaldık mübarek topraklara.
Kafa gitti de gitti.
Reyhan gönül kaldı bizlere.
Evim, barkım, sofram eskidi de eskidi.
Ötelerin mutlu hayali kaldı gönüllere.
Açıldı akıl peştamal; kayıp olacak elmas, incilerin.
Ne bu hal çeşme i abdest olmuş, emek ömrün.
Lafu güzaf olacak ilmin, unvanın.
Sırtına çatlak mührü vurulur Londra, Paris’ten.
Sarayı hayat yapmışsın, secde mekânlarını.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!