Efendimize hissettiklerimin gönlü, Ravza'da yazmak.
Zemzemden tere dönüşen kokuyu kelimeye, cümleye dönüştürmek.
Gözlerimle gördüğüm müminlerin sevincini, kaleme sevdirmek.
Ashabı Suffa Bahçesinde Kur an ı Kerim okuya okuya eskisin yıllar, can haline.
Sevdanın ateşi düştü gönüle, çöl sıcağı ne imiş ki.
Dostum kocaman kocaman hayallerimiz vardı gençlikte.
Masalsı bir dünya, bitmek istemediğimiz günler idi.
Metin adımlarla ilerliyorduk, hayat yokuşta olsa.
Hakikat idi, medeniyet idi bitirdiğimiz yaşamlar.
Nerdesin şimdi, istemezmisin aşk yeri Mescid i Nebevi duvar gölgesi.
Fırına koş tez çıksın lahmancunlar.
Baklava, dondurma Kervan Pastanesinden olsun unutma.
- A koca nerde kaldın misafirler var evde.
Çocuk görmesı eli boş olmaz, altın al Gülçiçek Kuyumcuda.
Ne kadar uğraşı var şu dünyanın...
Ya cami yolu koş hadi, imam bitirdi namazları.
Doksanlı yıllar, yıllar yılı kovalar.
Sabah namazı ila yatsı arası zaman.
Bir tane dahi almakta zorlanırdık, Maraş çöreği.
Hanemizde sabır ile namaz usanılaçak yıllarca kardeş idi.
Acı yıllar; zekat verecek hane olacağız, inanmak Veli işi.
Dinlen.
Dinle.
İyi günün iyisi.
İyilik...
Kendine,dosta, kardeşe, merhamete.
Gönlüm, bu iyilikle doldu taştı.
Beni bugün gömdüler dağ yamacına.
Mezarıma her taraftan gelir çam kokusu.
Ahir Dağın rüzgarına karışıp gelir Fatiha.
Bedenimin çektiği acı, yağmur silip götürdü.
Ölüm bir rahmet, nihayet kapımda göründü.
Ütüleme gömlek, pantolon eğildiğin kadar,
Eğilsin kalbin rükûya, secdeye.
Kaşığa, çatala uzandığı kadar;
Semaya uzansın iki gözüm, elleri.
Temaşa bakışların aynaya;
Hakikaten insanın olur da dostu.
Sabır insanı dört mevsimde de sınasa.
Demlenen çaylar, vaktin gelmesini beklese de.
Kim demiş ki dostun çayı soğumuş.
Deprem alır da seni küçük bir odaya, ev diye sıkıştırsa da.
Gitsin kalem duaya.
Gitsin beraber gönülle, ellerin avuçlarıyla.
Gitsin neşeyle, üzüntüyle, acıyla.
Kabe'nin önünde bulsun, dua gönüller.
Kırık tüm mazlum gönüller, duam olsun bir bir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!