Düne dizdim yarınlardan sarkan yalnızlıklarımı,
Sabahına kandım şafağına daldım hüzünlerimin
Çiğ tanesinde kavruldum, incecik hayaller kurdum
Tüle savrulan toz zerreciğinde pakladım mutluluğumu.
Umutlarımı rüyalarımı hayreyledim, ve aldandım
Fırtına öncesi sessizlik, sensizlik
Parmaklarım dolaştığında saçlarında,
Kayıp duyguların alt geçidi
Ruhumda geçimsizlik
Şaşırmışlığın dibinde tesadüfün izleri
Gülümde bir bahçe güzellik, güzelliğin
Ürkek duyarlılıkların
vatanı yüreğim,
yalnız ölümlerin yaşandığı
ıssız ada.
aynaya bakarken tosladığım
asık yüz
İçimde taşındığının
Farkında bile olmadın.
Yüreğimi kızgın çöllere çeviren,
Gece üşüten, gündüz kavuran,
Vurgun yemiş günlerimde
İncinmiş gül yaprağında
Tenhalıklarda yitirdim sımsıcak
Hüzünlerimi
Ne yalnızlıkları tüketti,
Yaşam
Ne yalpalatması bitti
İnsanı.
Yağmur
Islak yorgun damlalarını
Sunuyor,
Serin buluttan tepsisiyle
Toprağa.
Her biri selamlarken ayrı ayrı,
Tuzu avuçladım
Yüreğimin yaralarına bastım
Tozu alınmış sevdalara
Aldanmadan
Yelken açmak için
Denize yalvardım
Kim sabahları
Uykusundan uyandıran
Sevgi misali
Kardelenleri güneşe bırakan
Solduran
Avucumun ayasında
Dingin bir gülümseme
Yüzünde
Dudaklarının kenarlarına iliştirilmiş
Zorbalık
Kayıtsız bir yalnız düşler
Sabahı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!