Günahkar bir bahar,
Gün ağarmayan topraktan
Fışkıran
Bir deli esintiye
Bir yağmura çiçeklerini veren,
Günahkar bir bahar.
Yarınlara hayal tadında
Bir gülümseme
Bırakmak
Camların ardından bakıp
Yalancı yarınlara
Yalancı yıldızlara dil çıkaran
Gülleri soldurdum
Çiğ tanesinde biriktirdiğim
Güneşle
Sevimli bir düş kaldı
Ellerimde gül
Gül ellerim
Hiçbir zaman ayrılamamıştı
Dalgınlığı yüzüne vurmamıştı
O zamanlar
Akasya ağaçları dallarını
Değdirirdi düşlerime
Dallarının yüreğini
Yalnızlığıma üç kala tutulmuşum sabahın ayazında sana,
Hükmetmişim geçmişten akıp gelen şanssızlığıma
Tevatür edilir ki bir benmişim soyumda yalnız,
Sevgiden beride acıdan ileride düş kuran.
Sis perdesi aralanıverirken gözlerime yumulmuş yaşam,
İlkbahar, baharın en güzeli
Bahar güneşi
Aldatıcı kıştan ve
Güneşinden sonra
Nisan yağmurları
Kırk ikindi, ahmak ıslatan
Yanıltan aldatan bir gün
Güneş neden bulutların ardında
Toprağa mı küsmüş
Damlası mı kalmamış yağmurun
Sevgi vermemiş mi
Güneş beslememiş ki
Camda bir damla,
Damla da bir çile,
Dünde kalmış korkuyu sindiren,
Toprağın ardına gizlenen...
Kentin günlerine.
Adım başlarında
Ben şafakta doğmuşum
Mehtaba tutulmuşum
Yakamoz olmuş
Sularla oynaşmışım
Balıkların puluna konup
Nice deryalar sırtlamışım
Çılgın zamansızlıklar
Sabahın şafağında gizli,
Dildeki hınca vuruk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!