Sınır çok yakında vakitse gece,
Bir mevziye girdim saatler önce,
Puşt pusu kurulur karşı hedefte,
Siper aldım parmak tetikte anne...
Bir kahbe kurşunla vurulsa tenim,
İlk ‘A’ harfini söyledim,
Okuma yazmayı sökmeden önce,
Meğerse çok ‘A’ lı, ne cümleler kurmuşum.
Diğer harfleri makasla keserdi, eli ile kapatırdı.
A yı öğretmek için Mehmet öğretmenim.
İsmimde iki olunca H, S ve N derken.
ne kadar güzel olsa da hatırlamak seni
senden bana bir sen kalmış olsa dahi
her sabah
güneşin kızıl saçlarını
derinden
çıkardığım düşlerimi
asi dalgaların kanatlarına kaptırdım
bir/az/dan hızla çarpacak kıyılarına
hain rüzgar kum serpecek üstüme
sayende kumlanacak gözlerim
Parasız pulsuz,
Malsız, mülksüz,
Gariban hayatım.
Birde kuru canım,
Canımın içinde canım.
O da giderse,
kuduran bulanık sularda
balık kalbi gibi yüreğim
sığınmışım yuvana
soluyorum
çok/sun
suskunsun
Bakınca gözlerime,
Sen suskun konuşurdun.
Bir destan yazar gibi,
Upuzun konuşurdun.
Bu gün gel,
Gözü açık yattı durdu,
Ne ektiyse hemen tuttu.
Tavşana kaç tazı'yı tut,
O nun tek bir yolu oldu...
Yalnızlığınla
Tutuşurum gecelerde
Hiç kimse söndüremez içimi
Ateş duman kordan kül olurum
Savrulurum adresinde bulurum kendimi…
sağ yanın da, sol yanın da,
var görünür, yok aslın da.
dostum diye, yüzün güler,
sırtın dönsen, vurur anın da.
başın dertte, başın dertte,
HASAN BEY ELİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK