Babadan mal düşmüş aptal adama
Kapı kapı gezer üç kuruş para
Kileri peşkeştir komşu çakala
Hane aç geziyor aptalsın Hurşit
Mahalleli sırtlan getirdi gaza
Öperken elimi sessizce
Ayrılığın ateşini tut
Tut ki yansın yüreğim gibi
Evlat sevgisi sanma
Mehmetçiğimin aşkı bu
Dağılacak saçların,ayrılacaktır tel tel
Dokunmayacak tene,kendine küsmüş gibi
Yosun tutacak gözün,yaşın akacak sel sel
Yüreğinin gönlüme tutturduğu pas gibi
Kopacak tırnakların, isyankarlık nedeni
ŞİŞEDE KALANLAR
Bunalım krizinden arınmaya der gönül
Dert çaresizliğine bir garip kaçış mı ki?
Gezinin sonu hayır değil altta bir düldül
Dost kaçma çare yürek dibinde gizli mi ki?
Doğ seher vakti yüreğime
Acının pençesinde kıvranan
Dişinin sancısı gibi
Yanmak ister gözlerim
Nurunda ateşi bulmak
Dünyanın çeşitlidir hayvanı,
Dolu,iki ayaklı olanı.
Gözü doymaz çakalı,sırtlanı,
Cirit atar soğuk yılanları.
Güne iki öğün,dört ayağa,
Mazi misali parçalanmış saat
Akrebi sağda yelkovanı solda
Gönül dermeye çalışır da heyhat
Kadranı kalmamış yok ortalarda
Üzüntüyle bakılır zembereğe
Sorma doktor derdimi söylemem
Onu demeden bilenler vardır
Acımla seni üzüp eylemem
Benden de dertli gelenler vardır
Israrla üzerime düşersin
Ben sevgiyim...
Sararan benizlerde deva
Solmuş dudakta gül kurusu
İnce belde kemer
Yalnızlık ayazında yorganım
Aşk benim.
Dağları gezdik,dolandık ki yandık.
Gönüle baktık,baktık ağladık.
Dikene acıdık,gülü sardık.
Kalplere girdik,sevdaları yazdık.
Hasan Hüseyin Çetin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!