Mektuplarım dökülesi sonbaharın gazeli
Güzelime sözler düşmüş nağmelerin ahvali
Lal-ı renge bürünmüş de satır aciz temelli
Kim bilir od rengi belki de damardan teselli
Damladı yaş gökten inip kelime-i sevgiye
Çiçeksiz sevene
Sevilen neylesin
Kararan yüreğe
Gözyaşı neylesin
Divane dağlara
Yüreğimin parçası senin için,
Gel,desem sığmazsın.
Gitsen de kopamazsın
Gönül bağı senin için.
Yanağımda dudağının al sıcağı,
Süslü saray olmazsa olur,
Sıcak yuva olmazsa olmaz.
Has abiye olmazsa olur,
Edep şalı olmazsa olmaz.
Yardakçılar olmazsa olur,
Gölüm kıyım selvi sazım salın
Çalın sazım işven yarim nazın
Yolun açtım gelde dağıt saçın
Aşkım yolun sızın halin balın
Gözüm bakar senki canan özler
Gurbette geçti bu ömür hep
Mutluluk onda acılar hep
Yürek sılada var bir sebep
Yorgun dizlerim yollar taş hep
Kastın mı vardı bana hamal
Kumlara gömerek çıplak bedeni,
Mekke güneşinde yanmağa geldim
Karani olup da, kutlu geceyi
Kapın eşiğinde görmeğe geldim.
Yetim Muhammed’in gözyaşlarında,
Meczup girer tabiat toprağı bahçesine
İmandan nasibi yok şaşkın hali biçare
Arayış içre gezer söyler yanlış tellerde
Karar kıldı tabiat şekleyledi derdeste
Der ağaç topraktandır ağaç gelir meyveye
Gözler ki senin ceylan hanım kız
Gel gökte ikiz yansın bu yıldız
Berbat mı hayat bensiz ne ıssız
Sevdayı yalansız yaz canım kız
Eller tutar elden ne sıcaktır
Rahminde yaşadığım günler mi karanlık
Sensizliğe düştüğüm gündüzler mi aydınlık
Kundağıma sinen kokunu unutamazken
Emzirdiğin sütün kanımda annem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!