Kalkmadan son gemi zaman dururken
Zifir karanlıkta güneş uyurken
Kırmalı kalemi bozmalı akti
Çıkıp da gitmeli bir gece vakti
Dolunay geceyi aydınlatmadan
Sarmış etrafını kök sarmaşıklar
Toplamış üstüne börtü böceği
Gölgede kalmışsın değmemiş güneş
Korkarsın çıkmaya gölge çiçeği
Açmadan solarsın böyle kalırsan
Hep kaderin bir cilvesi midir ki ayrılıklar
Suçu yok mudur hiç yanlış kurulan sistemin
Sebep değil midir yoksulluklar
Ya da ekonomik sıkıntılar ayrılığa neden
Düzenin çarpıklığının
Ezip geçtiklerini bilmeden
Ne rüzgarlar esti geçti
Alevlenmiş yüreğimden
Hiçbirisi senin kadar
Islatmadı beni kadın
Çiğ tanesi gibi berrak
Geri getirsem zamanı bakışlarını isterdim
Sevdalı gözlerinde aşkımı görmek için
Ellerinde ellerim gözlerinde gözlerim
Seviyorum demeni bir daha sormak için
Bilememiştim o zaman nedenini sevgilim
Sen tarihsin
Binyıllardan süzülüp inmiş
Meydanlarda vahşi cenkler başlar verilmiş
Zaman geçmiş yaşayanlar kemale ermiş
Her yerine barış gelmiş insanlık gelmiş
Canım oğlum
Güzel kızım
Hayat
Hiçbir zaman olmadı
Olmayacak
Sizler için safahat
Ekinler yetişir bilirdim sadece
Uçsuz bucaksız
Yemyeşil tarlalarında ovaların
Bilemezdim başkalarının da olduğunu
Çıkarları için emperyalist batının ve doğunun
Silah ve mayın tarlaları kurduklarını
Yaşamak şiir gibi
Ömre bedel yaşamak
Şiirlerle gülmek ve ağlamak
Şiir varsa aşk da var
Tutku da nefret de var
Satır aralarında yaşananlar
Bir Roma'yı çok severim
Bir de bizim İstanbul'u
İkisinde de bulunur her daim
Caddeleri arşınlayan yüzlerce allahın kulu
Taşları bile benzer birbirlerine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!