Seninle ne yollar aştık sevgiye dair,
Şimdi bırakıp gitmek olmaz.
Yalnızlık damgası vuramam gecelerine,
Bir yıldız misali gündüze uzanan yolda,
kendimi kaybedemem...
İki dağın arasına sıkışmışım,
Ne yolum var ne yordamım.
İki gönülde var olmuşum,
Nereye gitsem bilmiyorum.
Kelimeler sıralanmış anlatmak güç,
Seni sevdimmi acaba?
Hiç sordunmu bana,
Sevmeye çalıştımmı yada,
İnan alışamadım sana.
Defalarca denedim,
Biz iki dostuz,
Kardeşten öteyiz,
Bizi kimse ayıramaz,
Ölene dek beraberiz.
Biz iki dostuz,
Gece de esenin adı rüzgar,
Titreten soğuğunsa kar,
Pencerem de soğuktan çırpınan bir kuş,
Benim adımsa, yokluğun içinde bir kayboluş.
İçinde bulunduğum bu çıkmazın adı hayat,
Her gece evin yolunu tuttuğum da,
Karşıma büyülü hayalin çıkıyor.
Korkuyorum artık gecelerden,
Her düştüğün de hayalin gözümün önüne,
Yağmayan yağmur damlalarının sesleri inliyor,
Bıçak gibi boğazıma dayanıyor sorgusuz sualsiz,
Bakışların yalansa kaçır gözlerini gözlerimden,
Sevgi değil, hevesse içindeki çık yüreğimden.
Ben kendime yeterim yalnız bırak azat et beni,
Gecemden uzak dur çıkar sokağımdan gölgeni.
Yalancı bakışlardan usandım,
İçimde bir çocuk titremesi yağmurda,
Gecenin fotoğrafında karanlık bir manzaraydım…
Hep eski günlerden bir alıntı gelip gidiyordu beynime ansızın,
Yalan diye kendime avuntular biriktiriyordum… susuyordum.
Susuyordu belki dudaklarım ve bakışlarım.
Kısık sesli bir selam,
Kahve köşesi gece yarısı,
Bir masa ve bir ihtiyar,
Sigara dumanında bir efkar.
Gece de bir gece lambası,
Hava kararmaya başlamışken,
Üstüme bir ağırlık çökmüştü...
Kulaklarımı bir şarkı sözü okşuyordu,
Oturduğum semtin adıyla başlıyordu,
Arnavutköy kıyısı....Erhan söylüyordu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!