Resimde ki, kırık dökük bir evdi,
Önünde, yarı çatlak bir beton parçası vardı,
Üzerine oturan beden sana aitti,
Öyle masum bakıyordun ki,
Yüzünde sanki vefasızlığın adı yoktu.
Belkide öyleydi,
Bir yağmur, bir fırtına,
Gök gürültüsü, karanlık gece,
Kararan havaya ait bir mezar,
Mezardan bir ruh kapımı çalar,
Açan olmaz isyan eder.
Bir yağmur düşse sen gelirsin aklıma,
Bir rüzgar esse gecede, düşlerimde yine sen,
Bu ayrılığa nasıl alışacağım,
Seni beynimden nasıl sileceğim bilmiyorum.
Öyle hızlı gelip geçtinki hayatımdan,
Ben o akşam gitmeliydim buralardan,
Terketmeliydim bu sokakları, bu şehri.
Yağmurunu beklememeliydim gecenin,
Ben o akşam gitmeliydim...
Ölseydim keşke seni görmeseydim,
Ne acılar yaşandı,
Ne yüzler yaşlandı
Yorgun karanlıkların arkasında.
Ne umutlar tükendi,
Bir aşkın ardında çaresiz.
Artık yaşadıklarımdan sonra,
Sadece hayal görüyorum,
Tutulmayan gerçeği,
Yani hayatın ta kendisini...
Çok sorular soruldu hayat hakkın da, bir tek cevap alını, o da 'hayat mı? '
Hatıralar da tükenecek birgün,
Ne kalacak geriye ne?
Yıldızlar da bir gün gidecekler,
Kim kalacak geriye kim?
Ne kaldı şimdiye kadar,
Vakit gece yarısı,
Mevsim ilkbaharın ilk günleriydi.
Rüzgar pencereme ara sıra uğruyordu,
Odamın ışıkları sönük,
Sadece bir sigara ateşi aydınlatıyordu,
Beni ve hiç aydın olmayan odamı.
Bir hatıradan ibaret artık geçen yıllar,
Bir an hatırlayacak ve unutacağım.
Zaman geçtikçe silineceksin beynimden,
Sonra güleceğim sebepsiz biten aşkımıza.
Her aşk yeni bir bitiş olacak benim için,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!