Nereden başlayacağımı bilmiyorum, geçmişe
bu gün, içimde bir özlem, alıp götürüyor beni
Geçmişin, zaman tüneline dalıyorum bazen
Bir den, çocukluğumdan çalıyor saniyeler
Adını siz, şiir koyun, ben makale
Bir yazı olsun gönlümden, kalemimde
İstanbul sokaklarını dolaşan, bir ferdim
İçimi yakıyor bazen, gözüme takılanlar
Sende var olmak, içinde özlemi yaşatmak değilmi
Rüyalarını, düşlerini, bir nebze olsun hissi yaşatmak
Ömründen zamanı, kalbinde sevgiyi taşırmak değilmi
Sende var olmak, hayatı seninle yaşamak değilmi
Olmasanda düşlerim güzel, seni yaşıyor sonsuza
Farkında değilim, zayıfmış hesabım
Olmaz derken bu gecede sabahım..
Aynaya bakınca anladım, beyaz şakağım
Dönüp bakınca ardıma, nasılda geçmiş yıllarım
Toz, pembe bu gece her şey
Sen türkü söyle, ben arabesk
Bir şarkı olsun, dilimizde
Susmasın hiç sazlar, kemanlar
Mikrofon'suz, şu yürek bizde
Bir amaçsız hedef vardır gökyüzünde, yıldızlar
Attık mı vururuz, hedef ya, bir bak ayaklar dibine
Körpecik bebeler, gelinlik kızlar sevgi dolu analar
Sen veya ben farkı ne, Ali, Veli, Ayşe, Fatma, Emine
Dokunmak gerek saygısızlara, cepheden kaçanlara
Sen, sen hala
Orada mısın bebeğim
Al gönlüm deki bütün gülleri
Sana armağan ediyorum
Mısır püskülüydü ilk sigaram, özenmiştim..
Şen şakrak, davullu zurnalı, köy dügününe.
Agalar,duman alem, bakardım bir köşeden.
Çocuklara havaya, sar bir sigara püskülden..
Başkaydı tadı ozaman..
İzmaritlermi, toplar satardık cahil insanlara..
Gittin, gidişin muhteşem, alkışladılar seni
Kara denizin, köpüklü dalgaları kulağımda
Yorgun, uykusuz, karlı yollara düştüm
Söyle bana gönlüm, içimdeki seni kim silecek
Ceylanım sanırdım seni, gönül dağlarımda
Sekerek hoplardın sen hep, yıllarca bağrımda
Gönlümün sahra çölünde, değişmez yaramsın
29 ekimde okuyacağım teşekkürler