Hasan Belek ve Vücudu...

​Bir salgın zamanıydı, dünya nefesini tutmuştu.
Adı Korona'ydı.
Ben bir markette, hayatın tam ortasında,
Görünmez bir düşmanla aynı havayı soluyordum.

Ama benim bir kalkanım vardı:
Yüzde beşlik iyot Lugol.
Üç saatte bir,
Geleceği boğazımda temizledim bir gargara ile.
Ve o veba,
Bana bulaşmadı.

​Vücudum bir kaleydi, ben de muhafızı.
Sabahlar zeytinyağı, tereyağı ve bal ile başlardı.
C vitamini, Omega 3, bir aspirin
Ve vitamin ordusuyla çıkardım güneşe.

Öğlen bir C vitamini daha,
Akşam pişen tencere yemeğinin bereketi,
Sonra yine vitaminler.
Gece en derindi;
Magnezyumun huzuru ve o iki damla iyot.

Ayda bir D3 ampulü,
Devit,
Vücudumun güneşini ben verirdim.
Böyle korudum kendimi.
​Sonra,
salgın bitti sandım, tehlike geçti.

Ve bıraktım o iki damla hayat suyunu.
Tarih 2024 Nisan.
Sağ yanıma bir sessizlik çöktü,
adı felçti.

Durdum ve baktım;
bu, Allahımızın taktığı ikinci kanattı.
Uçmak için değil,
uyanmak için.
​Anladım ki,
vücut unutmazmış.

Anladım ki, içilen magnezyum
İyot eksikse yetim kalırmış bedende.
Biri kilitse, diğeri anahtar.
Ve yeniden başladım o iki damlaya.

İnançla, sabırla.
O zaman sağ ayağım,
Toprağı yeniden tanıdı,
Yeniden "yürü" emrini dinledi.
Çok şükür Allahımıza.
​Evet,
insan vücudu zaten bir doktor.
Kendi şifası, kendi uyarısı içinde gizli.

Yeter ki dinlemesini bil.
Allahımız,
her anımızı
yeni bir şan ile yaratmış.
Bu beden, o şanın emaneti.
O' na çok teşekkür ederim... 🙏

Hasan Belek
01 Kasım 2025