Bir yaz akşamında
Çığlık,çığlıktı martılar
Emine'm.
Ak saçlı bir yolcu düştü önüne
Yorgundu,kırgındı.
Hatırlarmısın Emine'm.
Dinle beni sen
Haykırıyorum sana aşkımla,
Seviyorum.
Seni sevmek en büyük günahımdır.
Ey hancı! aç kapını ne olursun?
Bırakma karanlığımda beni dışarıda...
Sen
En güzel rüyaları sundun gözlerime.
İpek saçlarını,savurdun yüzüme.
Baharım,
Başka mevsim istemem.
Dudaklarının sıcaklığı
Belik,Belik başak rengi saçlarınla,
Bahar rengi gözlerinle bakışların;
Yakıyor içimi,biliyormusun?
Sen
Ilık,ılık akıyorsun içime,
Görüyormusun?
Açtı bütün çiçekler
Yapraklarına kondu böcekler
Uzunca geçti bütün günler
Figan etti bülbüller
Ben hala açamıyorum
Raks etti yıldızlar mehtabın kollarında
Bil ki yolcu,
Kapımı gelip çalan sensin.
Bende beklemişim seni,
Bırak ta sarayım kollarımı boynuna
Sisli gecelerde gel gir koynuma
Doğacak mı güneş?
İkimiz içinde o gün.
Umut ver bana.
Karanlık şehrin üstüne,
Perde perde çekilirken.
O aşkını,sevgiyi beklemeye
Bir taş
Halkalar yarattı suda.
Sonra,
Yine kavuştu su durgunluğuna
Rüzgarlar esti,
Yağmurlar yağdı
Sarmışın bedenimi
Seninle dolmuşum.
Islanmış dudaklarını
öpüyorum.
Savrulan saçlarını parmaklarımla
Okşuyorum.
Bu akşam saat yirmi dört
Limandan sessizce bir gemi ayrıldı
Mendil sallayanı olmadan.
Bir yolcusu vardı bu geminin
Aklar düşmüş saçlarına,
Göz kasları kasılmış,
hey şair nerdesin bu şiirler neden eksik böyle...biraz daha uzun tutamazmısın