Bir buket verdin, kurdelası kırmızı
Çiçekleri siyah dikenleri kanlı
Kokladığım hüzünle karışık bir sızı
Susan ben konuşan göz yaşlarımdı
Bir çiçek bana aşkı
Haykırmak geldi içimden
Maviliği seyrederken
Küçük kız beliriverdi aniden
Kayboldu tam bana yaklaşmışken
Ağlamak geldi içimden
Bir sigara yaktım,
Önceleri boşa savruldu dumanı
İlk nefesi gözlerim kapalı çektim
Sonra kalktım ve aynaya doğru yürüdüm
Karşımdaki gerçekten ben miyim?
Sevgiyle bakan bu gözler
Bir gün buz gibi sizi yakacak
Anlarsınız; Buzun nasıl yaktığını
Bu gözler bir daha bakmayınca.
Sevgiyle şakıyan bu dudaklar
Sevgiler ifade edilemezya bazan
Korkaklıktan mıdır gizlenir ya
Onun gibisi yanıyor yüreğimi kemirircesine
Özledim anne, söylemeyi beceremesem de
Boynuna sarılmak, öpmek koynunda ağlamak
Baş edemedim anılarınla
Silinmedi senden sonra
Sen gittin kara toprağa
Ne kaldı bir tutam saçından başka
Gitme diye yazdırdım mezar taşına
Okurda gelir misin buralara?
Köşe başının en yaşlı dilencisiydi
Açlıktan nefesi kokmuş, gözleri fersizdi
Ekmek parası diye el ayak öperdi
Bir gün mendiline bozuk para yerine
Kurumuş bir gül atıldı
ben nilgun kula yilmaz 2003 2004 yillarinda hamza kaya rumuzuyla bu sayfada siirlerimi paylastim simdi kendi ismimle sitede siirlerimi paylasmaya devam ediyorum bilgilerinize sunarim saygilar