Özgürce uçmak isterim
Dağlarda, ovalarda
Uçmak kırlarda...
Göçmek isterim
Uzaklara mevsimler boyu
Bekliyor derinlerden çağlayanı
Yaklaşıyor sanki son kez ağlayanı
Olacak var, olmaya mahkûm gibi.
Süzülmez yaşlar hiç yanaklardan
Dökülmez tatlı sözler dudaklardan
Dalından savrulan candı yaprak
Yeni bir umutla doğdu çayıra oğlak
Tezgâhımda sattım zamanı yarım yamalak
Boynumda atkım dolaşıp çıplak ayak
10 Ocak 2010 - Tuzla
Yaşamak umursuzca
Hiç kimseyi takmadan
Tatlı canını üzmeden yaşamak
Gülmek kaygısızca...
Yorgun dizlerimde mezar taşlarının hatırası
Yıkık çeşmenin kenarında dudak izlerim
Zamanı adımlamış bir taş köprünüm…
Gül dalında düğümlenmiş yürek parçaları
Yanmayacaksan ateşe uçmak nedendir?
Bir kuş olup uçsam dağlarına vatanımın
Görsem toprağa düşmüş aksini bayrağımın
Ben sensiz ne yaparım,
ne olur benim hâlim?
Ağlayıp yanarım; sen
nerdesin şimdi yârim?
Teselli vermez hiç bana
herkes olmuş zalim
Şimdi nerededir,
Her an merak içinde bırakan,
Adını bile duyunca heyecanlandıran?
Şimdi kiminledir,
Göz göze gelmeye korkulan,
Yürüyorum,
Sarı yapraklar arasında...
Sonbaharda bir şehir,
Hırçın bir deniz.
Düşünüyorum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!