Ümitsiz bir aşk adına,beni saran sana
Söylemiştim kaç benden kurtul diye neden mi?
Bir hayal gibi sessiz sedasız girdim hayatına
Hakkim var miydi bilmiyorum inan bilmiyorum
Ak sevdanda kara bir leke oldum,
Telefonunda belki bir ses
Bir aşkın başlangıç hikayesi bu:
Adım Gülefer ondört yaşındaydım oniki eylül beklide hiç bir şeyi ifade etmiyordu. Gün gelecek, oniki eylül hayatımda önemli bir yer tutacaktı. Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde,ortaokulda okurken cezaevinde yazılan bir not, belki de bana hayatımın en zor günlerini yaşatacaktı.
Dokuz çocuklu bir ailenin çocuğu olarak 1968'de dünyaya geldim. Annem ev hanımı, babam ise memurdu. Maraş'ın Göksun ilçesinde yaşıyorduk. Babam bizleri büyük şehirde okutmak istiyordu ''Ankara'ya yerleşeceğiz'' dediğinde hiç unutmuyorum hepimizin gözleri parlamıştı. Yirmi yaşına geldiğimde,abimin yakın bir arkadaşının vasıtasıyla tanıştığım bir gençle evlenmeye karar verdim. O kişi, cezaevinden yeni çıkan Muhsin Yazıcıoğlu yani eşimdi...
Babam cezaevinden çıkan birine kızını vermek istemiyordu haliyle. Kolay olmayacaktı hiçbir şey. Aslında bende cezaevinden yeni çıkan birisiyle evlenmekten ilk başta ürkmüştüm. Ailem Muhsin'in köyüne kadar gidip onu araştırdılar. Ağabeylerimde bu duruma olumlu bakınca ben artık Gülefer Yazıcıoğlu oldum...
Muhsin onsekiz yıllık hayat arkadaşımdı. 'Benim için kişinin neden cezaevine girdiği önemli Muhsin'in vatan mücadelesinden etkilenmiştim ben.Cezaevinde yaşadıklarını yazdığı günlüğü ve notlarını okuduğumda gözyaşları mı tutamamıştım.: 'Muhsin'i hapiste tuttuğu günlüklerinden tanıdım. Onun yaşadıklarını, günlükleri okudukça daha iyi anladım.' On günlük evliyken dosyalarını düzeltiyordum birden gözüme saman kâğıdına yazılmış notlar ilişti. İşte o an oniki eylül'de Muhsin'in yaşadığı bütün sıkıntıları yaşamaya başladım. O ana kadar cezaevinde yaşadıkları hakkında pek bir şey bilmiyordum. Kâğıdı ancak yarıya kadar okuyabilmiştim. 'Çarmıha gerildiği, vücudunun her yerinden elektrik verildiği, tırnaklarının söküldüğü yazıyordu. Kâğıdı daha fazla okuyamadım...'
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde… Develer tellal iken, pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, eşek düşmüş eşikten, bebek düşmüş beşikten… Ne zaman ne mekân tanımış aşk ve başlamış hikâyemiz.
İzmir’in incisi Alsancak ses vermiş arkadaşı Halikarnas’a… “Söyle bakalım niçin dertlisin? ” demiş.
“İstanbul’u düşünüyorum, Üsküdar’ı…” diye cevap vermiş Halikarnas.
Hani bir melodi dolanmıştı ya diline her aradığında…
“Uyumayalım, anlaşmadan ölmeyelim” demiştin ya…
Nerden girdin sen hayatıma?
İnsan hiç özler mi görmediği bir yüzü?
Anımsar mı duymadığı kokusunu?
Sabah her uyandığında gün başlar mı onun için?
Başın dimdik saçların dumanlı dalgalanırdın dağlarda
Ülkemin nefesi suyu kokardı tenin
Lalezar bahçelerinden alınma yüreğin
En sevdiğim en istediğim sennn
Nerdeydin nerdeydin be sevdiğim
Toprakla geldin rüzgarla geldin
Yine bayram geldi anam,
Olsan sabah erken kalkar kurardın soframızı
Babam gelmeden oturmazdık masaya
Bayram demek sen demek anam
Bayram demek aile demek
Yalancı Papatyam
Aşk, Ne lüks arabalar ne sporlar...
Sadece bisiklete binmek istiyorum seninle. neşeli çığlıklarını duyarak ha düştük ha düşeceğiz diye...
Ünlü bir şarkıcı olup, herkesin beni dinlemesini değil,taşlı bir kıyıda, ateşin önünde, fısıldamak istiyorum şarkımı sana makamlı makamsız..
Lüks lokantalar, vitrinde yemek gibi geliyor bana.İnan arabesk değil, yarim ekmek kaşar üstü kola paylaşmak istiyorum seninle...
Ne ellerine dokundu ellerim,
Ne gözlerine baktı gözlerim,
Nefesin tenimle değil,
Kulaklarımla raks etti sesin…
Ama ben seni unutamıyorum…
Her gece yastığımın altında uyutuyorum seni,
Derin kuyulara bağırdım dertlerimi,
Bir kuşun kanadına bağladım kederlerimi,
Ceren oldum dağlarda,
İçimden bağırdım bağırdım sessiz sözlerle,
Ateştim kor oldum yanında.
Ayrı gecelerde, aynı rüyaya yatmışız seninle
Yalnızlığımda buldum ben seni.
Aynı sulara,ayrı sandallarla açılmışız biz.
Hiç anlatamayacağım ben sana,seni ne kadar çok sevdiğimi.
Aynı mekânlarda,aynı şeylere gülüyoruz ayrı ayrı.
Aynı geceye uyuyor,ayrı sabahlara uyanıyoruz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!