Martavandan görünür
Coye kırmanci yaylası
Kirvem nasıl bulsun
Başlık parası
Bir torba tütün
Başın belası
Yandı sinem ataşında
Kurban olsun canım sana
Divan durdum dergahında
Derdimi sunmaya geldim
Deli gönlüm deli gezer
Zeytin karasını
Gözünden çalmış
Gecenin matemi
İçmde kalmış
Tesellisi bile
Hicran yarası
Uyuttular yıllarca uyanmadık
Akşamdan kalan sarhoş gibi
Çok şey vat ettiler umutlandık
Çölde serap gören yolcu gibi
Mezarımızı kazdılar derin derin
Uçun kuşlar söylen candan dostuma
Çakallar bürünmüş kuzu postuna
Dostan çok düşmanın gider hoşuna
Yanar ciğerimiz daha ne deyim
Baykuşlardan zehir oldu aşımız
Hangi sokaktan sana baksam ey güzel yar
Bir değil bin İstanbul karşıma çıkar
Marmara da yüzer vapurlar ara sıra sandallar
Derin tuzlu suda gölgeleri oynar
Martılar çığlıklarla kanat çırpar
Yıl bindokuz yüz ellisekiz
Günlerden pazar
Otobüs haftada bir kez
İstanbul'a kalkar
İlk defa otobüse bineceğim
İstanbul'a gideceğim
Hor görme kimseyi dünya fani
Pişmanlık kar etmez bela olur dil
İnsanın başına açar cümle dertleri
İyilik yap garibi yetimi büyük bil
Uzat elini az çok hayır işle
Vatan toprağı işğal altında
İçi yanar durmaz mücahit Fatma
Mustafa Kemal'i takip eder
Adım adım Anadolu da
Mustafa Kemal'in keser yolunu
Ellerim ellerinin
Gözlerin gözlerimin
Dudaklarım dudaklarının
Hatırını sormayalı
Bağrıma basmayalı
Bir asır oldu sandım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!