Hakikate Yolculuk Şiiri - Seydo Turğut

Seydo Turğut
59

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Hakikate Yolculuk

Dalıp en dönülmez sürgüne götürüyor
bu acayip düşünceler, madem aşkın kendi bağrından çıkmış hüzün,
o zaman aşk neden aşk ?
yokluğu zulüm ise, o zaman neden tek gerçek, sırrıyla gizli hakikat ?

sensiz sus pus bu dünya, puslu bu gökyüzü…
ey yaşamın manası, tutunacak tek dal
bütün firavunların asi kâbusu
Nuh’tan önce aradığım, hayatın gizemli şifresi
kadim aşk; insanlığın yitirdiği pusula
bin yıllardır sürgünde amansız bir umutla
savurur ordan oraya,
hırsla, inatla, aşkla
bu çıktığımız hakikat yolculuğunda
bulabilsem, ha bir arının iğnesinde,
ha akrebin zehir soslu şerbetinde
farketmez sonu aşk ise, yüreğim yangın yeri kana kana dökmek lazım kor alevleri söndürmek için
binlerce yıldır susamış sendeleyen kör kalbim…
yokluğun, ihanetin elinde ki sivri hançer midir, deş ciğerimi, at gitsin asit kuyusuna.
ve madem vuslat ölümün tam kıyısında
durma hiç boşu boşuna
sende vur yüreğime, keskin kılıcını boynuma, nükleer bomba sesi gelsin, kuşatma sesi, şimşek sesi, işgal sesi yankılansın ülkemizde.
çünkü sensiz sessizliğe gömülü günahlarımızın affı için yakardığımız ayinler, ritüeller, camiler, kiliseler ve savaşmadan çöken bütün ideolojik teoriler, kurtarıcı bildiğimiz bilimci insanlar
bir umut Musa’nın asası artık, pirlerin gözü yaşlı
bütün enstrümanlar suskun, çıt çıkmaz
müzikler seni anlatıyordu akortu bozuk sazlardan,
çalmıyor ne zamandır kalbimin kapısını
yangın gözlerin ve görünmüyor gölün ortasında hakikat resminden bir yansıma, silüet
sensiz noksan bir yanım
eksik, yarım
ne kadar devinsem
o kadar dardayım
ve karanlıkta.
işkencede, zindanda ve sürgünde
ve sır vermiyor hiç bir mahkemeye yüreğin gözleri
hani nerdeler ?
zamandan önce aradığım ey sevda, ey gizli hakikat…
bir dağın mağarasında kaybolsam, beyaz kar olsam erisem bu sırda, yaşamak ölmek için mi ?
bilmem kâfi mi anlatmaya
söyle ! boşlukta asılı kalmış ey yüreğim, bu boşluk, kasıntı ve kasvet filizlendiriyor
aşk nerede ?
sorular sorular sorular, divane edecek beni
bu düşünceler, bu arayış, bu yakarış dalıp götürür beni dönülmez sürgünlere…
birden buluveririm kendimi aşkın kompleks sarmalında, ipi sarılı bükük boynumda
ve idam sehpasında
madem yokluğun tek sınav bu yaşamda
vur kürsüye acıma, mazlum yerine koyma
söyle, ihanetler ve zulümler kendi bağrından çıkmamış mıdır tarih aşkla başladıysa…
ve aşkın kendi mahsülü değili midir hüzün ?
söyle o zaman yüreğim, aşk neden aşk ?

31.01.2025
Seydi Turğut

Seydo Turğut
Kayıt Tarihi : 31.1.2025 17:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!