Hakikat İlmini Cana Sakın Öğretme Nadana.

Nihat Gülle
613

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Hakikat İlmini Cana Sakın Öğretme Nadana.

Hakikat ilmini cana,sakın öğretme nadana
Ki sarraf olmayan vermez bahayı,dürr-ü mercana
Kul NESİMİ

Aşık Nesimi,bildiğiniz gibi Hakikat ilmine,ilahi aşka gönül vermiş,mana umanında kendinden geçmiş olarak aşk sarhoşluğuyla nice hakikat sırrını inci,mercanı canı pahasına halkın gözleri önüne sermiş,
bunun sonucunda maalesef Hakkı,hakikati bilmeyen,ilahi tecellileri kainattaki muazzam tevhidi düzeni göremeyen cübbeli din cahilleri tarafından derisi yüzülerek şehit edilmiş yiğit bir gönül eridir.İlahi aşkın
ilahi cemali görmenin ağır bir bedeli hakikat ilmini anlatmanın da bir yolu yordamı metodu usulü vardır.
Hakikat sırrını nadana,cahillere açmak ilahi iradeyi haşa küçük düşürmek demektir.Onun bilinmek sırrı ancak kendisinin sevip seçtiklerine katına yücelttiklerine ilim ve hikmet verdiklerine ezeli aşıklarınadır.
Muhiddin-i Arabi hazretleri bu konuda:Rububiyyet sırrının ifşası küfürdür.demiş en büyük ilahi sırrın emanet sırrının korunması gerektiğine işaret etmiştir.Hallac-ı Mansur eğer kalsaydı nice ilahi sırları ifşa edecekti belki de..Bu yüzden hem hakikate hemde şeriate göre yargılanarak berdar edildi.Muhiddin-i Arabi,sizin ibadet ettiğiniz ilah ayaklarımın altındadır
dediği için şehit edildi.Sonradan kürsüde halka hitap ettiği yer kazılınca bir hazine çıktı.Nesimi derisi yüzülerek öldürüldü,Pir Sultan Abdal taşlanarak şehit edildi.Hazreti Alinin çocukları Hasan Hüseyin ve
ailesikerbelada bu yüzden aç susuz ve akıl almaz işkencelerle şehit edildi...daha nicesi var bu uğurda can verip serden geçen Hak hakikat dostu bu korkunç akibetten kurtulamamışlardır.Hz.İsa çarmıha
gerilmiş,zekeriya A.S. girdiği bir ağaç kovuğunda hızarla kesilerek şehit edilmiştir.En büyük bela ve musibetler hadiste bildirildiği gibi Hak yakınlığına en fazla mazhar olan eşsiz seçilmiş ruhlara verilmişir.Bu
neden böyledir derseniz,ilahi hikmet böyle iktiza eder,hikmetinden sual olmaz deriz ancak..İşte Hak dostu oldukları halde Yukarıdaki beyitte anlattığı hakikate,sırf halkı hakka davet etmek ve halkı Hakka davet etmek,Hakkı halka tanıtıp sevdirmek uğruna belki de bu ilahi kural ve emre riayet
etmemenin bilinen ve beklenen akibetine sürüklenmiştir.
Gerçektende hakikat ilmine aşina olmayanlar bu ilmi anlayamadıklarından dolayı hep inkar etme yoluna sapmış,üstelik Allah dostlarını katlederken
bu aşağılık cürümleriyle Allah’ı hoşnut ettiklerini zannetmişlerdir.
Bu asırlardır kanayan bir yaradır.Beyitte kast edilen mana sarihtir..
“Ey sevgili! Ey Hak ve Hakikat aşığı kulum;
Hakikat ilmini sakın öğretme kaba,bilgisiz cahillere
Ki sarraf olmayan vermez değerini,inci ve mercana”

Hz.İsa; bu ilmin ehliyetsiz kişilere verilmesini,
”Domuzun boynuna inci mercandan yapılmış çok değerli bir gerdanlığın asılmasına” benzetmiş,
Sevgili iki cihan serveri yüce peygamberimiz bu konuda şöyle buyurmuştur; (SAV)
“Bana dört ilim verildi,şeriatı herkese,tarikatı isteyene,hakikat ve marifet ilmini ise layık olana vermem emredildi.buyurmuş” Kur’anda ki “emaneti ehline verme” ilkesini hayatına düstur edinmiştir.Peki,bu hakikati bildikleri ve bizzat kendileri ifade ettikleri halde,neden Nesimi gibi bir takım insanlar bu hakikati hayatlarına uygulamamışlar diye bir soru gelebilir aklımıza.Çünkü,Allah aşkı ile kendinden geçen bir kuldan o anda söyleyen
bizzat Allah’tır.O sarhoşlukla söylediği şeylerden sorumlu tutulamaz.Onlar çok iyi bilirler ki,ayıkken şeriata aykırı bir takım sırları söylemek,ifşa etmek küfürdür.Ehli sünnet ulemasınca Rububiyet sırrını ifşa etmek küfürdür.”denilmiştir.Şeriat,tarikat,hakikat,marifet ehli bilmelidir ki;
”Kul Hak olmaz,Hak kul olmaz.”
Sadece yaratan,bilinme sırrı gereği yaratılanda tecelli eder.
Kul,bir Hakkı hakikati ezeli ve ebedi varlığın tecellisidir,ancak bir mazhardır.Yüce Hakkın tecelli yeri kulun kalbidir.Bu,farkı anlamak için birazcık fark ehli,insaf ehli,akıl ve mantıklı olmak yeterlidir.
Bu konuda benimde acizane bir beytim var buraya ilave etmek istedim.

Darı pazarında inci satılmaz
Satılsa da bir dirheme alıcı bulmaz

Rahmani

Yukarıda ki beyitte aynı manada söylenmiştir.Bu yüzden kısaca tekrar vurgulamakta yarar görüyoruz.Zira tekrar bilgiyi pekiştirir.Önemli konuların anlaşılması bakımından böyle aynı anlamda söylenmiş beyitler aldık
kitabımıza.Hakikat pahasız bir incidir,darı pazarında buğday arpa gibi şeyler satılır inci mercan altın mücevher orada alıcı bulabilirmi? Üstelik şaheser pahasız bir incinin alıcısıda az olur çünkü herkesin almaya gücü,
parası,imkanı yetmez.
Hakikat marifet incileri ise halkın kaybolmuş yitiği gibidir onu nerde bulsa almalı,çinde mısırda dahi olsa gidip araştırmalı hakikat deryalarından çıkarılmış incileri her ortamda her kişiye rastgele saçıp savurmamalı değersiz bir meta gibi her yerde ulu orta açılıp saçılmamalıdır.
”O’nu (Allah ı bulanın kaybedeceği bir şey yoktur onu kaybedenin ise bulacağı bir şey yoktur. diye anlatılan ilahi hakikatin ta kendisidir.En büyük hakikatse Allah’u Teala’nın bu alemde yalnız, eşsiz ve tek varlık olduğu hakikatidir ki bunu bilen Hakkı hakikati bilmiş,bulmuş demektir.
Ehli Hak; sır iki kişi arasındadır,üçüncüye verildi mi o sır olmaktan çıkar.diye ne güzel ifade etmiştir bu hakikati..
Muhitini Arabi ise bu konuda şöyle diyor;
Rububiyet sırrının ifşası küfürdür.
Netice olarak tekrar söyleyelim sevgili gönül ve can dostları;
Ehil olmayana,aklı olmayana sır vermek insanı helake sürükler.Bir çok hak hakikat aşığı değerli alim bu yüzden Ya İdam edilmiş,hunharca öldürülerk şehit edilmiş,ya daŞerahsi zındanlar da çürütülmüş,veyaNiyazi Mısri hazretleri gibi sürgüne gönderilmiştir.Yol bu töre bu,ilahi yasa prensip bu...
Hayır ve Hakta baki kalmanız dileğiyle faydalı olması dileğiyle selam sevgi ve saygılar sunarım.

Hakikat Ummanından Eşsiz İnciler Adlı kitabımdan alınmıştır.

Nihat Gülle
Kayıt Tarihi : 4.9.2010 00:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nihat Gülle