‘hâb görmez çeşmimiz endîşe-i ağyârdan,
pâsbânız genc-i esrâr-ı mahabbet bekleriz.’ Fûzulî
elini üzerimden, çekme sakın gülizâr!
‘Allah’tan daha güzel boyası olan kimdir? ’ Sûre-i Bâkara, 138
alnımda tac û taht göğsümde saray
hâne-i aşk içre düzlemedim mi?
pervâsız akşamdan sıyrılınca ay
“İnsanlar: 'İnandık! demeleriyle bırakılıp da imtihan edilmeyeceklerini mi sandılar? Andolsun ki, Biz onlardan öncekileri ne fitnelerle imtihan ettik. Yine Allah, elbette doğruluk gösterenleri bilecek ve elbette yalancıları da bilecektir. Yoksa kötülük yapanlar, bizden savuşup kurtulacaklarını mı sandılar? Ne fena hüküm veriyorlar! Her kim Allah’a kavuşmayı arzu ederse, elbette Allah’ın belirlediği ecel muhakkak gelecektir ve O, işitir, bilir.” Sûre-i Ankebut, 2, 3, 4 ve 5
uzandım usul usul ağyârdan kalanlara
ihtimâl soruyorum hükmü zâyi derinden
yüzüm çalgı çağanak bakışlarım kapkara
‘gün ağarırken eşiğimdeki her bismillah, çatlamış dudaklarımda merhemin, solgun yüzümde erdemin oluyor.’
ardımda bıraktığım bütün kapılardan
sıyrılıp da geldim, kapına;
“Biz senin için (mutluluğun) göğsünü açmadık mı? Senden yükünü indirmedik mi? O senin sırtını ezen yükü. Senin şanını yüceltmedik mi? Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Evet, zorlukla beraber bir kolaylık vardır. O halde boş kaldın mı, yine kalk (başka bir iş ve ibadetle) yorul. Ancak Rabbine yönel.” Sûre-î İnşirâh
gül ferahım gülüşün zârda dilşâd ûmidim
tok gönüller dergâhı cem uğraşı aramaz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!