‘ne oluyor’ dedim görünce gölgem
pür-telâş giydiğin kisvelerini
söz içre ağyâra sürerken merhem
acep nasıl ettin işvelerini
kör-kütük iltifat sahte köşk ile
“Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gizliliklerini bilir. Allah yaptıklarınızı görendir.” Sûre-î Hucurât, 18’inci Ayet
çocuk uzat saçını o simsiyah dalından
bir devri faziletin hazzı yükselir ancak
“Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik. Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldiği her defasında, onlar bu peygamberi yalanladılar; biz de onları birbiri ardından (yokluğa) yuvarladık ve onları efsâne yaptık. Artık iman etmeyen kavmin canı cehenneme! ” Mü’minûn Sûresi, 44’üncü ayet.
Cemâl-î Hâk aşk ile aşkı ile meftûn hâl
“Şâir Bahâettin KARAKOÇ’un ‘Kısa Sordum Kısa Oldu Cevabı’ adlı şiiri ile söyleşidir.”
- Siz, bir şiir ile hiç konuştunuz mu? -
“Nûn. Kaleme ve kalem tutanların yazdıklarına andolsun ki, sen -Rabbinin nimeti sayesinde- deli değilsin… Hiç şüphesiz senin için bitip tükenmeyen bir mükâfat vardır. Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin… Yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler, hanginizde delilik olduğunu…” Kalem Sûresi 1. – 6. Ayetler
Kırışmış alnım artık çatık kaşlarımın dehre
Yavaş yavaş pervasız çığlıkları karışıyor
-ben sana her gelişimde, simsiyâh bir geceyi ardımda bırakır(d) ım...
gün gölgesi değil bu fecir aydınlığıdır
“simsiyah sayfada bembeyaz bir yazıyla;
devirin sandalyeleri
ve konsül artık dağılsın
isevi bir çarmıhta
Kara katran mekânlarda ne sabırlar tazelerim,
Ne imdatlar, düşlerine yüzümü sürmediğimde...
Asûman şubat evveli, irem dilim sümbül serim
Ve bâkir kalmış topraklar, şimdilerde daha da mor!
O anafor saçlarını kıpkızıl görmediğimde,
Sen ‘ben iyiyim’ desen de aklıma her şey geliyor!
’Anlardın, bir defâ seni benim gözlerimle görebilseydin eğer...’
Semâ üşürken yüzüm, ellerin kadar sıcak;
Seher vakti kokunu ararken köşe bucak,
Zerreden seyyâreye zikirle yoğrulurum.
’Bildiğin sebeplerden...’
Dallar rüzgâr sağdığında sonbaharın memesinden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!