Yurdumun köyünde, şehirlerinde
Nice destan yazdı güzel Türkçemiz.
Âşığın, ozanın şiirlerinde
Kıta kıta gezdi güzel Türkçemiz.
Ahmet Yesevi’nin hikmet’lerinden,
Kaşgarlı Mahmut’un şaheserinden,
Yunus Emre gibi gönül erinden
Yüreklere sızdı güzel Türkçemiz.
Mevsimin yazında, kara kışında,
Uykusuz bebeğin gül bakışında,
Ninemin diliyle beşik başında
Ninnileri dizdi güzel Türkçemiz.
Sevda ateşiyle yanınca bağır
Duyguyu gizlemek ölümden ağır.
Sevenin payına düşünce sabır,
Sevilende nazdı güzel Türkçemiz.
Toros Dağları’nın yoğun karında,
Seherlerde esen aşk rüzgârında,
Karacaoğlan’ın koşmalarında
"Elif " diye tozdu güzel Türkçemiz.
Sanki bir canı var sızlayan telin,
Doğuştan sırrıdır, o usta elin.
Sazıyla dost olan Âşık Veysel’in
Türküsünde sözdü güzel Türkçemiz.
Serin yaylaların eteklerinden,
Gönül rızıklanır çiçeklerinden.
İrfan bahçesinin peteklerinden
Söz balını süzdü güzel Türkçemiz.
Arifler bir harfi hazine bildi;
Onunla ağladı, onunla güldü.
Karamanoğlu’nun fermanı geldi,
Hudutları çizdi güzel Türkçemiz.
Hazînesi geniş, cömert bir kuyu
Coşturur, şen eyler derneği toyu.
İlahi dergâhta asırlar boyu
Kördüğümü çözdü güzel Türkçemiz.
Kayıt Tarihi : 24.3.2021 00:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!