“Güvercin Gerdanlığı”
AKSAMI BAHARAT KOKAN ŞEHİRLERDE
AKSAM SULARI
FANUSUN BİLLURDAN KÂSELERİNDE YUDUMLANIRDI YILDIZLAR
GÖNLÜ YOLDAŞ ÂŞIKLAR BİRBİRLERİNİN KÂSESİNE GÜL YAPRAĞI KOYARDI USULCA
ÇAYLARINA FAZLADAN
ÖYLESİNE BİR SEKER DAHA ATAR GİBİ
GAMZEDEN YEĞNİ BİR GÜLÜŞ DÜŞERDİ HAVAYA
BİR TURNANIN KANADINDAN BİR TELEK DÜŞERDİ YÂRE BAKANDA
BİR CEYLAN SUYA VARIRDI
akşamı baharat kokan şehirlerde
ipeğin çırpınışıdır sevişmek
mırra gözlü bir kadınının gözlerinde başlanan bir turna semahıdır
tadına doyulmaz bir acıyla burulur dil
yalar mumun dili mahrem karanlığını gecenin
alevler raksa durur
yapraklar kımıldanır usulca
rüzgâr yar nefesi solur ayın sinesine
gece kuşları susar
ve sürgüleri çekilmiş kapıların arkasında
yürünür sınırsız bir âleme
akşamı baharat kokan şehirlerde
gece tam yarıdan bölünürdü sevişmelerle
meydan ateşlerinin başındaki dengbejin anlattığı
o yanık kıssadaki
leylinin ve mecnunun hararetiyle sarılırdı âşık ve maşuk
gecenin ipeği hışırdadı o zaman
ve sam yeli eserdi yârin yaylalarından
VE SU'YUN YÜREĞİNDE
BİR KARANFİL BÜYÜRDÜ HEP
çok başka bir şeydi bu bütün sevişmelerden
ilk horozlar öterken başlayan ilk ışıklar
nasıl damla damla karışır ya karanlık suların gövdesine
işte öyle karışırdı birbirine iki yârin bedeni
hani nevruz ateşleriyle kıpırdar ya doğanın rahmi
ve toprağa karışır güneş gün be gün
ve ansızın çiçekler açmaya durur dingin gövdesi
öyle çiçek açardı kadın ve erkek şafak sökerken
beden faniydi ve bir gün yok olan suretti oralarda
bu yüzden ruhların buluşmasıydı Süreyya yıldızının
gecenin tam orasında sarsılması
bildiğimiz sevişmelerden başka bir şeydi ki o
giderek karışırdı birbirine elleri kolları ve canları
hangisi kimin eli neresi kimin dudağı bilinmez olurdu
kim kadın kim erkek anlaşılmaz anlar yaşanırdı
bütün mecnunlar kavuşurdu leylaya
bütün ferhatlar dağlar delerdi
akşam olunca ayrılan güneş gibi
sabah olunca ayrılırdı bedenler birbirinden
ancak bu ayrılmak bildiğiniz ayrılmaklardan değildi
gün boyu gece boyu bitmeyen bir akıştı sevişmek oralarda
diclenin binyıllardır akması gibi
yemek yaparken örgü örerken tavukları yemlerken
aslında sevişirdi kadın
ırgatlık ederken koyun güderken kaval çalarken
sevişmekteydi adam
onların gecenin tam ortasında buluşmaları
sevişmenin bir haliydi yalnızca
suyun buhar olmaktan kurtulmasına benzer
bir usul bir deli yağmaktı o
akşamı baharat kokan şehirlerde
kitaba el basıp söyler ki orada konaklayan tüm kervancılar
Fırat’a inerdi bütün yıldızlar
03/09/2007
Adnan Durmaz
Kayıt Tarihi : 15.2.2015 03:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)