garip bir ülke bizimkisi
ne yaşanası ne ölünesi.
ne yerilesi ne övülesi.
öyle acayip karmaşa ki ülkemizde
ne ağlanası ne gülünesi.
insanlarımız var,
bu güne dek hak etmeyen bir sürü insana
hak etmediği bir dolu şey verdim.
ama sen, benden, hak etmediği şeyler alan
ve aldıkların haketmemiş insanlar içinde
hak etmediklerinin en fazlasını alansın.
yaşamayı bir ömre sığdıramadığım sevgilerimi
bir konserve kutusuna tepebiliyorum şimdi.
ne hasadından zevk aldığım
sevgi tarlalarımın,
ne o kısacık ömrümün
düşünüyorum öyleyse varım
gerçek ve somut.
sevgi;
rüyalarda aradığım beşinci boyut.
yol yordam bilmeden...
bir yağmur ki inadına kara
yaşam korku
yaşam kan
yaşam üç direk bir yağlı urgan.
insanlık avucuna tükürüp
ayışığı hüzünle doldurdu heybesini,
terkisinde sukatıksız sevgiler
buğulu kederlerle geldi
ham sevdalar diyarına...
eksiksiz ve eşsiz bilinen
yeşili çimentoyla boyadılar, maviyi dumanla
kıydılar doğaya makinalarıyla,
medeniyet adına...
tarihi silahlarla kirlettiler, türküleri kanla,
çok gelişmiş silahlarını kullandılar az gelişmişler
adı dilimin ucunda
tanıdık bir iskeleden el sallar
unutulmaya yüztutmuş bir anı,
gözlerim uzaklara
bilincim hafızamın derinliklerine dalar.
ömrümde ilk defa
yaş tahtaya bastım dersem,
atmış olurum.
çünkü daha önceleri de basmıştım
çok nemli tahtalara.
aysız gecede yakılan
içli türküdür
sevdanın mutluluğa sürgünü.
yeşeren tomurcuktur
kadercilikten sıyrılmak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!