Ey güzel kadın,
Sana her bakışımda,
Aklımı sakinleştiriyor,
Kalbimi dinlendiriyorum.
Ey güzel kadın,
Hayat bir karmaşadan ibaret,
Dolambaçlı yollardan geçen bir serüven.
Zorlu mücadelelerle dolu bu dünya,
Gözyaşları, sevinçlerle dolu bir macera.
Bir gün güneş parlar, ertesi gün fırtına çıkar,
Aşkın beni yakar, kor olur yanarım.
Ruhun bile duymaz yürek yangınımı..
Sen gül dalında gonca, ben bülbülün.
Sevdama kulak ver, yoldaş olalım.
Sen benim kutsalım, yüce aşkımsın.
Masaldaki güvercinler mi?
Böyle hür dolaşan bu göklerde,
Yıkanırlar maviliklerde;
Perilice mi? Prenses mi? Desem.
Bir masal dünyasında yaşarım
Bir halk türküsünde bulurum seni.
Hüzün dokundu kalbime, yavaşça sızan bir dalgaydı,
Bir melankoli dans etti gözlerimdeki sulara.
Yüreğimde açılan bir yara gibi kederim kabardı,
Ve içimde bir çığlık, sessizce büyüyen bir feryada.
Bir damla yaş düştü düşlerimin solgun sayfalarına,
Karaca Ahmet Mezarlığı'na adım atarım,
Üsküdar'ın sükûnetine yelken açarım.
Ruhlarla dolu bu kutsal topraklar,
Maneviyatın izlerini taşır varaklar.
Gözlerimde hüzün, yüreğimde acı,
Aralık ayının göğsünde, geceyle gündüz sarmaş dolaş,
Hava kurşuni, bulutlar sessiz bir hüzünle ağlar.
Yağmur damlaları, kalbimin ritmine eşlikte,
Kendi içimde yankılanır yalnızlığımın türküsü.
Sabahın ışığı uzaklarda kaybolmuş gibi,
Tabiatın sonbahar dansı,
Gök gürültüsüyle çekilen perde.
Tek dostum, çayın ılıklığı sarar içimi,
Çay bahçelerinin şarkıları kulaklarımda.
Bir boşluk içimde, hissettiklerim karma karışık,
Postmodern bir düşünce denizi içinde kayboluyorum.
Kendin gibi olmak,
Biricik ve özgün olmaktır;
Başkalarının gölgesinde kaybolmadan,
Kendi ışığını yansıtmaktır.
Kendin gibi olmak,
Denizin ortasında, İstanbul'un kalbinde,
Bir kule yükselir, masalsı ve eşsizde.
Kız Kulesi derler ona, efsanelerle dolu,
Bir mitolojiye sahip, kıymetli ve giz dolu.
Bir zamanlar Zeus'un kızı, güzel bir peri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!