Gayya içre sevgi dolmuş idi
Beşerde arar idik
Ahval anlamaz idi
Anlayanı buldu imdi
Göz görmez idi
Akla gerektir,
Kalbe girek dir,
Bu ne maşuka,
Ruha gerektir.
Ömür biçile,
Öldürdüm bir şeyleri
Korkuttum ve kaçıyorum
Kaçtığım bir kral
Çöllere düşürdü bu korku
Kumlar tanesi sen kadar
Uçsuz bucaksız
Meğer dünya renksizmiş,
Ağaçlar, gökyüzü, su ve güller...
Renk cümbüşü senmişsin.
Meğer dünya duruyormuş,
Yıllar, mevsimler, aylar ve günler...
Yağmurlar kasvetli yağardı geceleri
Montclair sokaklarında
Güneş geceyi unutmuştu çoktan
O yağmuru hasretle beklerdi birisi
Ansızın pencereyi açar gözlerdi
Bakardı, o kadını beklerdi
Uykular yarıldı bir gece,
Üstüne bir de kafada zelzele,
Bağıracak şimdi apansız
Kafada hep iki hece.
Yerinde olsam çığlık atarım;
Hem konuşmuyor hem de düşünüyor.
Senin matlubun nihayet
Hak olsun, nefsini râm et
Makam insanı yok eder
Özünü bil, aslı niyet
Senin merteben bidayet
Din ola sohbet ola.
Zalimlere nar ola.
Bilirim der susmaz da
Mes'ud abese ola.
Herkes gösterir ola.
Hani yere düşersin de etrafındakiler gülmeye başlar.
İşte öyle seviyorum seni.
Biraz utangaç, biraz da rezil olmuş.
Kafasını kaldırıp etrafına bakınan çocuk misali.
Kalkmaya yorgun, yüzüne bakmaya durgun.
Olacak 2024 herhalde biraz sonralar.
Geçilecek yine aynı mesajlar.
Birbirinden güzel kopyalar.
Herkese mutlu yıllar.
Peki nerede o mutluluklar?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!