Buz olmuştum ne güzel,
Baktığım yer çatlardı,
Konuştuğum kısık ses bağırırdı.
Güneşi kırmıştım.
Buydu tek kandığım,
Buydu tek inandığım.
Günlerden bir ay akşamı,
Zihnimde bir yansıma,
Gönlümde bir ay kesiği…
Sar gitsin abi,
Ne de olsa geçer.
Işıklar söndü, dışa çekildin.
Kendisi, kendisinden soğumuş.
Üzüldüm o haline ve bu haline.
Karanlık insanlara çektin, çekildin.
Oldun eskine bir anda hakim.
Ne halim birisiymiş o öyle zavallı.
Gözlerim! Ah gözlerim!
Bekler dururum da seni gözlerim.
Bakmaya kıyamadığım o çehre,
O ahu gözlere baksam da durmam özlerim.
İçimde kısık ateşte yanan bu mum da neyin nesi?
Mumun tükenmesi alevi şımartmaz mı?
Tılsımlar yerleştirmişsin gülüşüne,
Ömrüm çiçek açıyor sen gülünce.
Ben de gülmek istiyorum Arse’m.
Benim mutluluğum senin gülüşüne bağlanmış.
Sen bir kere gülücükler versen bu dünyaya,
Kış biter, çevirir kendini yaza.
Yâ Rabbi! Düştüm bir derde
Bu vakt günah vadisinde
Mal mülk sevgisi gönlümde
Yanar idim cehennemde
Yâ Rahman! Çıktım yolundan
Gözler görür mü ki?
Kalpler anlar mı?
İsra'sı olmayan nasıl bulsun ki,
anlayan gözü, gören kalbi.
Karanlık yollar çıkar mı aydınlığa?
Unutmam gerekiyor dedim
Birlikte yürürken o kaos şehrinin karşısında
İnsan neden hatırlamak istemiyor?
İnsan sevdiğini unutmak ister mi hiç?
Ne garip! Kalbe gireni akıldan silmeyi istemek
Demek bazen insan yapmak zorunda
Kul günah işlemez mi?
İşlediği günaha tevbe etmez mi?
Sen seni günahsız mı sandın?
Ey beni Adem! Sen de beni günah!
Kul kula boyun eğer,
Gayya içre sevgi dolmuş idi
Beşerde arar idik
Ahval anlamaz idi
Anlayanı buldu imdi
Göz görmez idi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!