Gönlümün ıssız kıyılarında,
Bir kayık bağlı sularında,
Bir gece ansızın iplerini çözüp,
Senden gidebilirim hıncını alarak tüm yılların.
Sana hak veriyorum sende haklısın,
Yağmurlu bir İstanbul gününde,
Islak gözlerimle yazıyorum bu şiiri
Kırdığın kalbimin sancısına,
Ağlayan İstanbul'un şerefine,
Çın çınlatıyorum elimdeki kadehleri.
Ah kahrolası yalnızlık!
Yalnızlığı tarif etmek zor,
Hiç görmeyen birine denizi,
Hiç Duymayan birine,
Şafak kuşlarının ötüşünü,
Anlatmak, dinletmek kadar zor!
Herkes terk edip gitti beni...
Yalnız mı?
İşte o tedavisi olmayan bir hastalık gibi,
Sardı tüm bedenimi.
Kaçamıyorum ki...
Oysa ne çok sevmiştim,
Hatalarımla seni üzdüğüm o günleri,
Tekrar baştan yaşamak istedim, yapamadım.
Yüreğimde hala yaşayan senli dünleri,
Her gün düzeltmeye çabaladım, yapamadım.
Kimine bir aşk yazdırır, kimine bir arzu,
Son zamanlar yüreğimde bir yangın,
Özlemler umutlar ayrı bir yorgun,
Şiirlerde bıkkın ben sana kırgın,
Düşünceler solgun daha bir suskun.
Başımızı alıp çekip gitmeli,
Kanlı bıçaklı ayrıldığım şiire,
Kırgın, küskün olduğum dizelere,
Bir daha yazmayacağım dediğim sözlere,
Mürekkebimi akıttım bugün.
Ve benim kara sevdam olan şiire,
Yine döndüm bugün.
Belki aradan uzunca zaman aktı geçti,
Gönlümde pişmanlık, aşk geç kalmışlığı seçti,
Yüreğim sevda tarlasına aşkını ekti,
Fakat ne yazık ki sonunda pişmanlık biçti.
Herşeyi önüme koyup düşünüyorum da,
Bir anda nereden çıktın karşıma,
En umutsuz olduğum bir anımda.
Kimse giremezken gönül çarşıma,
Ben yar diye seni buldum yanımda.
Senden başkasını istemem ki ben,
Geçmişten bir ders alırsan,
Beni hatırlarsan oku,
Hasret hapsinde kalırsan,
Hece hece gözün dolsun,
Al bu şiir senin olsun.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!