Alman Lokomotifli soygun sömürü niyet güder SiRKET DEVLETCiLiGi, en basindan beri sürpiyasa  ecel lokmasi dislanmisliklari caresizlikleri ezilmislikleri horlanmisliklari  yipranmisliklari ve sürekli kilifina göre kanun hortlatan baskilari zehir zembereklestirdi oradan ölcekli bütün AVRUPA kader kismet talihsizligi cektirtilen kendi kimsesizligine terkin agilastikca agirlasan GURBET baslikli cilekesligimize.
Yillaryili semtine selam veren bu algi ve anlama boyutu kiyametler kadar sinirsiz yitik yalniz yabancilasmaya tüm sahipsizligiyle en kaliteli asimilesi ucuz ve kolay SIGIC sayarak, kayboldugu  kendine dönüslerin estigi yellere bile SILAM evim köküm özüm aslim ahbabim barkim yurdum diye sarilip hic olmaz dikenli otlardan bile yakinlik veya yarenlik umdugu sese susa duran yürüyen seylere seslenip sual sordugunu,  nasil ki ana kucagini baba ocagiyla birlikte öksüzlüge koyup gitmelerin her kopan cigligina dönüp bakanlari ana baba bilip ardina kimdir necidir bile sormadan sürüklenerek nice daglar ardinda soguk duvarlar dibinde nice nice yillar sonrasi yasanmisligin üzülmüs örselenmis kollari düsük zihinleri yilgin hayalleri kirik dizleri bagdas duygulari sefil düsünceleri sürgün halleri ayaz -buz poyraz uzaklarin uzagi yorgun bitkin sus pus…
Hani hayatini gelen giden sirtlan ve cakallarin paramparca ettigine nutku durmus sesi kesilmis mecali tepkisiz karmakarisikliklar sigintisnda buuuus bus bulanik…
Gelen gidenler oldu yillllaaaaaar yili ayni köklü kurakliklar haramiligine kimi  ya yüzyilin DENIZ FENERI hirsizligini haydutlamaya, kimi sifati nami KEBAPCILIGI gecmeyen ve alay maskarasina sayan elde ibresi uzun radyo, sirtta acik yaka sari gömlek, kafada tüylü fotür sapka soyulup sövüslenmesi her duruma  müsait enayilik salagi ALMANCI BONKER etiketlemesinin disinda yasadigi hayat gercekligini hic mi hic ilgilenip soran arayani yakinligiyla iliskilenmeyen haydut yapili hainler…
Bizler, kimimiz barakalarda hastalandi öldü, ölmeyenler en cekilmez zarari kar sayan ve yasam kalitesi nufus cogaldikca herkese fazlasiyla payi düsen onur  adalet itibar sayginlik özgürlük ve tüm diger degerler bütününü kovulmusluk ve dislanmisligin asit kuyularina atar gibi soguk uzak dayatici tek yönlü yaklasimlarla adini UYUM koymaya sakat ve yetkisiz kilindi. Cocuklarimiz oldu bu cignemesi aci, cignedikce bize köpük –kan kusturan horlayici baskilayici dislayici zalim ukumda. Ve adamlar kadinlar gelip gitti memleketten, ölmedik iliklerimize kadar kendi SIYASI polemiklerini yari ölü yari diri kalan yalnislasmis ve heryerin yabancisi harabe hallerimizden BOP Esbaskanligi adiyla daha cok ISTIFADEYE nasilin volümünü polününü üzüp yorup yipratan keyfine buyruk cikar yagmaciligini sagip sagmallamaya…
Bugünlerde ayni ihmaller kundakli  ve PEKAKA ACILIMLI veya FFETHULMETAL ortak kafa kaiteli IHANETLER zincirine TÜRKiYE`yi baglayip sabitlestirenler, sanki BARZANI devlet kalkismasini kendileri tipki OSLO-DOLMABAHCE küresel kazik atimlariyla örgütleyip organize etmemisler gibi, yarin ayni yolun yolculuguna Pekaka devletini de YEPGE`lilestirecegi gidis haddinden ve bugünden belli, beyanini en son Amerika Ziyaretinden saglama bagladiginin üstünü örten sahte numaralarin millete dönük manevraciligini yaparlarken.
Ve Almanya da, bütün yalan talan vurgun baski sömürü cevriminin topluma biriktirdigi yenilmez yutulmaz tepkilerini daima kendi sabika dosyasi disinda  herzaman yönettigi sinirlar icinde en sahipsiz korunaksiz hukuksuz haksiz ve kimsesiz olanlari cogaltip onlarin üstüne yikan ekilmis NEFRET TOHUMLARI  labaratuarliliginien verimli daima en kolay yollu kazanca dönüstüren IRKCILIK KISKIRTICILIGIYLA, ANGELA afisli posterciligi kendi namina tekrar tekrar en yetkin ve yatkin memur ve mühür sahibiyle sabitlestirdi.
 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta