marmara denizine düşen uçağın
yolcuları için
sığamaz belleğim ocak evine
bir gün batımı özlemler havalanır
büyüğünden kentlerin bir diğerine
kuşlar gibi alımlı ve özgün
bir özge evreni sonsal yaşamın
sığamaz belleğim ocak evine
..
dikenli bir gün batımı eşiğinde
can sıkıntılarım itemiyor usulca
yalabık düşlerdeki çiğ lekelere konuk
siyah bulutları
çakılıyor karamsarlığın göz yaşlarına
hayallerimi yitirdiğim dokuz gözeli pınardan
sonsuza akıyor duygusuzluğum
zaman bir özge gün doğumu döküyor
şafağın alnacından
..
bilmem kaçıncı gün batımı bu sensiz
en hoyrat rüzgarların akçıl örenindeyim
tüm garipliklerin birleştiği yerde
ne çöller ülkesinde ne serindeyim
kutsal duyguları soluyorum geceler boyu
karanlıklardayım dişlerin beyazlığında
tüm garipliklerin birleştiği yerde
ne kuklayım ne insan kılığında
..
yaratır gün batımı özverisinde
uçarı bakışları bencileyin
gözlerin büyüsü bu belli
bir ateş bir kor kızıllık
nar çiçeği düşey ışıkların
umutları gelin telli
buğulanır anıların gözlüğü
biraz toz pembe bakmak için
..