Kızıl bir sancıdır gün batımı
Ne güzeldir kaybolmak
O son çizgide.
Hesaplaşmak bitip gidenle,
Söyleşmek gelecekle...
Kızıl bir sancıdır gün batımı
Alıp gidersin kendini
..
Mor dağlar ninni söyler, yaramı bağlar,
Rüzgârlar seni, seni fısıldar bana.
Nehirler sırdaşımdır, durmadan çağlar,
Söylerken türküsünü hep yana yana…
Görürüm gözlerinde elemi, derdi,
Gülüşü, gün batımı gülüşlü yârim…
..
Akşam kasveti çöktü üstüme
Allı turnam selam söyle dostuma
Yağmur yağsa mayi düşmez testime
Gün batımı bir güzele vuruldum
Öldürdün beni ey zalım felek
Tomus sıcağına dayanmaz kelek
..
Kader değil beni benden ayıran
Görünmez el kırar kanatlarımı
Beni benden alan sinsi bakışlar
Sessiz yuvam gibi her gün batımı
Özlerim gündüzün gecelerini
Atarım sırtımdan ezikliğini
..
HAFİF BİR HİÇRAN ŞARKISI
Hafif gün batımı başlar sözlerim
Başlasın bir yeni dünya dilerim
Hicaz makamı bir şarkı dinlerim
..
Her akşam gün batımı
Hasaret kaplar içimi.
Gecenin karanlığı,
İçime çöreklenir.
Her akşam gün batımı
Seni hatırlarım.
..
Hayatımız tıpkı bir gün batımı.
Güzeldir dışarıdan bakınca,
Sıkar bizi içinde olunca,
Yaşıyoruz onu galiba amaçsızca,
Hayatımız tıpkı bir gün batımı.
Hayallerimiz ve amaçlarımız,
..
Hayatımız tıpkı bir gün batımı.
Güzeldir dışarıdan bakınca,
Sıkar bizi içinde olunca,
Yaşıyoruz onu galiba amaçsızca,
Hayatımız tıpkı bir gün batımı.
Hayallerimiz ve amaçlarımız,
..
Gün doğumu ve gün batımı birbiri ardına duyulan heyecanlar ve bir de ay ışığı..saklı kalan hatıralarla yakamoz ardından bir duble rakı..kanayan yaralar ve olmayacağı bilinen sessiz düşler..5 vakitten sonra başlayan gece yarısı ve uykusuz geceler..bağlama ve kırık telleri..hepsi tek hikmetin eseri.
..
Mutluluktan ölebilirim
Gün batımı deniz akşamlarında
İstanbulda olsam
Gün batımı deniz akşamlarında
Yârin kollarında
İstanbul'da
..
Şiir bahçesinde esiyor yine esin rüzgarları.Kırılıyor en ince yerinden gül dalları.İnciniyor bülbülün ince dudakları.Öpmelerinden geriye bir yığın tarumar kalıyor.Ahhhh gül endamları yerlerde kan ağlıyor.
Yeryüzü sularını ince çizgiler halinde yaralarından süzüyor.Bir sancı halinde yayılıyor vadiler boyunca nehirler.Çocuklar suların debisinde boğuluyor.Yüreğini yırtıyor çakıl taşlarının en keskin uçlarıyla anneler. Bir yürek kanayışı denizin kıyısına varıyor.Gün batımı vaktinde hayat kan kızılı bir manzara oluyor. Mor renkli kıyılar zambakların yalnızlığına dönüşüyor.
Bir kız kızgın taşlarla oynuyor.Elleri yanık buğday tarlaları gibi cehennem kokuyor.Küçük kız bir yüce gönüllülük gösterip dünyanın taşlarını yerinden oynatıyor.Elleriyle ateşten duvarları yıkıp şiirsel duvarlar örüyor.Gül bahçesinde sarmaşıklar mısra mısra imge kokuyor. Şair kanadında bir kuş kızın saçlarına konuyor.İkisi beraber hüzzam tadında bir şarkı dillendiriyor.
Yaşlı ve olgun bir karga şiirin tam ortasına pisliyor.Dışkı kokuyor günün en verimli saatleri. Bütün gün karga kanadında ölgün düşler masmavi gökyüzünde dolaşıyor.Şiir kaçacak yer arıyor.Şair şiirini bir karganın pençeleriyle yakalıyor.Ölüme dair dizeler dünyanın kırılgan yerlerinden akıyor.Sokaklarda cinayet işleniyor.Bir savaş Fırat nehrinin kıyılarında ansızın ortaya çıkıyor.Çünkü bu nehrin adı bütün sözlüklerde kan ağlıyor. Sağır ve dilsiz bir barış Mezopotamya’da kol geziyor.
Şair düşleriyle yetiniyor.Dişlerinin arasında tok sözler bir mine gibi akıyor. Gülümseyişlerinden şiirsel ışıltılar dökülüyor.Şairler ağız tadında bir hayatı kelimelerin tat veren kıvamında yaşıyor.Düş denizinde peynir gemilerini yürütüyor.Şair gönül tokluğunda bir Afrikalı gibi yaşıyor. Afrika çiçeklerini yürek obasına dikiyor. Şair en çok zenciye benziyor.
Gün batımı kızıllığında deniz yüzünün derisini yüzüyor.Martılar çığlıklar halinde denizin mavi gözlerine saldırıyor.Kan ağlıyor deniz.Dalga dalga yayılıyor acı.İnsanlar acılara boğuluyor.Anneler bir balık gibi çırpınıyor.Kızlar ve oğlanlar bir şairin dizeleriyle güneşin altın ışıkları altında can veriyor.Çünkü şair en çok zenciye benziyor.Beyaz tenli insanları göz yaşlarının sularına katıyor.Onları düş denizine sürüklüyor.Onları kum görmüş su görmemiş bir insanın özlemiyle yakarken denizin serin sularında atıp boğuyor. Şair zenci dolu bir hapishaneye benziyor.Ne yaşıyor ne de ölebiliyor.Hep karanlığa mahkum oluyor.
..
Gün Batımı
Gönlüm ören yerleri
Zaman gün batımı
Ne kaldı ki geriye
Hani nerde o gül dudaklar
Aşkla aydınlanan geceler
..
CAN
Bu gün yarı yamalak tökezleyerek yürüyorken.
başım önümde kaldırım taşlarını saydım tek tek.
hazan yaprakları gibi savruldum ordan oraya.
gün batımı daha çok uzak zaman acımasız can.
..
Gitti dörtnala tamda gün batımı
Ürkmüş bir kısrak gibi.
Tozlara karıştı terkisinden emanetlerim
Rüzgara karıştı yelesinden nefesim
Kaldım yol ortasında elimde kırık bir sikge
Bir yanda hızla kaybolan güneş
Bir yanda üzerime gelen gece
..
Bir gün batımı barış neden bu kadar uzak?
Nefsine esir olmuş dostuna kurmuş tuzak
Sürgün olmuş kendine bir nebze kalsa insan
Adalet duygusıyla hareket eder vicdan
Yaşamak kardeş gibi en derin deryalarda
..
Gün batımı;
bugünde herzamanki gibi istikrarlısın
Yine tam vaktinde güneşi söndürdün...
Kuşlar herzamanki gibi sesini kesti.
Beni çıldırtan hızar sesi de artık duyulmuyor.
İşçiler yitik umutlarla evin yolunu tutmuş.
Ve platonik meyhanesinde sen sahne alıyorsun
..
GÜN BATIMI
hüzünlü bir gün batımı
sessizliğinde
körfezin suları tutuşmuş
yanmakta alev, alev
bir nefes kadar yakın
..
Ben, her zaman, gün batımı gördüm.
Bana, gün hiç doğmadı.
Hep, battı battı, bahtımı kararttı!
Bana, bir gün, o gün doğacak...
..
Deniz kenarındayım.
Ayaklarım suda, kenarına dayanmışım sandalyenin...
Günün son ışığı yüzüme vuruyor. Bazen elimi koyuyorum gökyüzüne,
Son ışık vurmasın yüzüme diye.
Akşamüzeri yürüyüşleri.
Ellerinde terlikler, diğer elinde sevgili eli kumsal boyunca
Önümden geçip gidiveriyorlar işte.
..