Nemrut’ta Gün Batımı
Sonbaharın ortasında yazdan kalma bir gün. Toprağın kokusuna karışıyor pamuk tarlalarındaki pamuk kokusu. Adıyaman’dan Kâhta’ya geçerken heybetini hissettiğim nemrut karşımda. Karakuş tümülüsüne ulaşıyoruz. Nemrutta gün batımını kaçırmamak için. Kısaca öyküsünü dinliyoruz Süha rehberden.
Arabanın camından Mezopotamya üzerindeki uçsuz bucaksız topraklara bakarken nemruta ulaşmanın heyecanından yüreğim sıkışıyordu. Eteklerine geldiğimizde güneş güne vedaya hazırlanıyordu. Gözlerimin sana duyduğu özlem sona erecekti. Ömrümün bir saatlik bölümünü seninle geçirmenin heyecanını yaşıyordum. Doğu terasına tırmanan taş yoldan koşar adımlarla çıkarken rüzgârın sert vuruşlarına aldırmıyordum.
Zirve yaklaştığım her adımda sert nefesinle savruluyor nefesim biraz heyecan birazda senin rüzgârınla tıkanıyordu. Duruyordun bazen ‘’haydi nefes al ‘’ der gibi. o zaman biraz daha umutla tırmanıyordum. Rüzgarın güneşin son ışılarıyla yüzümü yaksa da doğu terasına ulaşmak zor olmadı..
..
Benden de bir iz kalır bu devri alemde elbet
varsın gülmesin yüzüm görmesin gönlüm saadet
niyaz et gönül perim güldür yüzümü nihayet
niyaz et gönül perim güldür yüzümü lutfet
sırçaysa da gönül sarayım gel otur bir müddet
..
Akşam vakti bir sevda bulmuştum
Kırık kalbimin çaresini sormuştum
Sevda kelimelerini yanıma almıştım
Gördüm ki sevmeye layık değilim
Aşığım diye yaslandım sana
Sevda diye ömrü yaydım zamana
..
Burçak tarlası dalgalarında savrulur saçların
Deryalarına dalıyorum, ardın sıra yürürken
El uzatıp dokunmadan, tel tel uçar ya saçların
Neden sanki deli rüzğar, kıskanıyor seni benden
Başımın seher yeli, gönlümün kardelenisin
..
Gece kirleri siler
Şafak uykusuzlar için söker
Gün ağarır gök rızıklar döker
Gün batımı ölümlüler için çöker
Aşk bir kalbi bekler
Yar yaren olmayınca;
..
es! .. râyihası donatsın da kâinatımı
seçerek en nadide kokulu çiçekleri
bir bir okşa, dokun, al ve hiç durmaksızın es!
râyihanla onurlandır son saltanatımı...
dileğimdir senden son bir nefes, son bir heves...
es! .. ıslığında yankılansın da yârin sesi
es! .. ayazları ısıt ve baharı kucakla...
..
Kızıl ötesi gün batımı.
Yer kızıl, gök kızıl, sular kızıl.
Güneşi ver avuçlarıma.
İçimdeki kızıllığı çöz.
Gün çözülürken beni çöz.
Dorukları gezmeli seninle,
Keşfedilmemiş dağları keşfetmeli.
..
Bir hüzün gövdesiyim, çağlaysam da başında,
Bekleyişte her yolun emzirdiği sesler var…
Senide mi uzaklardan çağırıp da aldılar,
Aldılar da gün geçince habersizden saldılar.
Sızlayıp yola vuran, gün ayaklı gemiler
Biriktirip durma artık, dökülsün saçlarından
Saçların ki, Salacaktan, gün batımı Üsküdar…
..
Sahilden seyredip dururken
engin denizi
boyanıpta kızıla
gün batımında ufuklar
uçsuz bucaksız gibi
bir kızıl tablo sanki
hani durgun sakindi
..
gönül uzaklara gitmek istiyor
dertlerin unutulup anıların
sadece umutların yaşandığı yere
şöyle aldırmadan birazcıkta delice.
……….
huzur rüzgar olup söndürsün hasreti
alıp götürsün beni benden uzaklara
..
Çocukluğumun akşamüstü kıyılarında
İçimde arta kalan eylül çisentileri,
Kara gövdeli dağlar uzanır,uykumun geçitlerine
Buruk türkülerden bulut yaparım,
Loş bir ıslık olurken gurbet saatinde…
Bir pencere açmaktı hayat; Senin iklimlerine
Göğsümüz bir ateş dolardı,
..
Karanlık bir şehirde eski bir ağacın altında can çekişen umutları ölüyordu kucağında. Menzili yoktu sevdalı gözlerin, bir damla yaş olur akardı mevsimlerin sonbaharı. Saatler hüznü vururken sevdaya hazırlanan bir kadındı hazan.
Zamansız gidişlere ağıtlar yakar, yalnızlığında elleri üşür, ulu orta salar hüzünlerini geceye, efkarlanırdı. Baş belası bir yürek sol yanında, ne yapsa yar olmuyor başkasına güz. Gece düşlerinde bir damla süzülürdü yanağından. Yürek atışları sevinci ıskalarken, tarihlemezdi sızlayan günleri.
Avaz avaz bağırırdı cehennem suskunluğu. Her gece ağlarken kadın aynı evin üzerinde, kanarken yaraları dört duvar yıkılırdı ahından. Dönüm dönüm karıştırırken yılları hep aynı düş gözlerinde. Dertten başka bir şey görmese de inadına kocaman gülücükler bırakıyordu aynalara. Minik mutluluklarıyla hayatı sevmeye koyuluyor, katı bir yürekle bedeli çoktan ödenmiş yıllara dayanıyor kraliçe hazan.
Uyanamadığı uykulara yatmak ister her akşam, hayallerin derinine düşer çıkmak istemez. Anılar gibi bir gece çöker omuzlarına. Mavi dalgalara kavuşur özlemli bedeni, akşam sefalarının hanımeli kokusunda uzanır saçları. Gecenin tülleri alevlenir, düşünen gözleri her bakışta yıldızlara, sevdalanır aşka… Siler yaşlarını ve dayanır vurgun bakışlara. Kaybederken gerçeklerini düşlerin peşinde, ne kadar uzaktır hayat ve ömür geçer gider avuçlarından. Bildiğiniz sonbahar değildir bu hazan, bitmez çilesi bu dünyadan göçmeden… Şarkılarda söylenen yalnızlığa alışır aşka sevdalı kadın.
..
Hissetmeyi bırakalı aylar oldu,
Kokun odaları dolaşır.
Dört duvar gürültüsünden oldu,
Uyutmaz her gece,
Gözlerin gözlerime karışır.
Kalp suskun oldu,hayal oldu...
Ama tekrar dönsek,
..
Başka bir şeye değil, gözlerine vuruldum,
Seni sevdiğim gece öldüm, geri dirildim…
Sevda şarkılarını okudum hece hece,
Mahremdir sevdam benim, ey Ay doğma bu gece…
Kanayan yüreğimi al da avuçlarına,
..
Bugün çok yağmur yağdı.
Bahçem, çiçeklerim suya kavuştu.
Yüzümden aktı sular, saçlarım ıslandı.
Toprak koktu hava, özlediğim sen gibi toprak
Sırtımda eski askılı bir elbise
Sarıldım toprağa
Çamur her yer
..
DİVAN'I NİKAH HEYETİ BAŞKANLIĞINA
Beni yargılamak üzere seçilen jurinin,
Halkalı kölelerin tescilli sahiplerinden
oluştuğuna dair duyumlar almış bulunmaktayım.
Bu nedenle bana tahsis edilen hücremden kaçtım.
Kendi kölelik karşıtı ordumu toparlamaktayım.
Bilmelisiniz ki, hamili kart olarak sunacağım
..
Ne zaman ki; isyan etin çocuk
Bahceler yasaklandı sana
Kayısı dalları
Platonik aşklar
Gül kurusu ayrılıklar
Ne zaman isyan ettin çocuk
Aşk da yasaklandı
..
açıyorum ellerimi
parmak aralarıma kızılca bir gün batımı doluyor
isyan ince bir sızı
törpülenmiş, üstüne zincirler vurulmuş
aklımın zindanlarında unutulmuş
nasıl bir yol buldu
hangi çatlaktan sızdı yüreğime
..
Bir gülüş ardında, üzgünlüğüm.
Ateşim, bir sigara da.
Çok şey var anlatılacak, söyleyecek.
Saatler yetmeyecek,
Yetmeyecek zaman.
Kaç ömür geçsede aradan,
Bitmeyecek bu şiir....
..
Bal içinde bir damla zehirmiş
Aşk denilen yuttuğum yalan!
Tezattan tezahür ederken keşkeler
Dudaklarıma kilit vurdurur sır
Beni hayata bağlayan kaygılarım
Ve; var oluş sebebim ölüm
..