Bir gün batımı daha yaşıyorum
Hergün ömrümden bir gün daha tüketiyorum
Sonsuzluğa uzanan yolda
Kederlerle dolu bir hayat yaşıyorum.
Bir gün daha eksildi ömrümden
Hasretlik taşar oldu gönlümden
Her giden bir acı bıraktı derinden
..
Her gün batımı,
Ufukta idam edilir gözlerim.
Hep soğuk kaldı,
Bir ele hasret ellerim.
Gece olur,
Rüyalarımdan bile gizlenirim.
Bunu bir sen bilesin,
..
Yaşamak
Gün batımı gibi
Hüzünle geldiğinde
Ne ateşle gelen
Topu tutacak
Ne de ağlayacak kadar
Cesur olurdum
..
Tomar tarazlanmış kağıt kalmıştı,
O avuç içi kadar siyah birazda beyaz dörtgeninde...
Volontaires kurtaramamıştı,
Haddinden fazla bekleyen nehri...
Kefen sokağında saklanmıştı,
Öfkeli gibi görünen kepazelik günleri...
Güzellik maymunundan ibaretti,
..
Sular kesiliyor
Elektirik kesiliyor
Yıllar yıllar'ı kovalıyor
Herkes bir birini kovalıyor
Kimi ekmeğini kovalıyor
..
Yalansız bir şarkı tutturdu dilim
Her gün batımı sana onu söylerim
Bir yıldız gibi parıldar cahil gönlüm
Yeter derim anlamaz ki deli yüreğim
Bırak dedim divane bedenime
Dinmek, durulmak nedir bilmedi
..
Saçların
Senin saçların var.
Omuzlarına kadar inen.
Saçların kadar güzel kız,
..
Gün batımı gelmiştin bana
Yaşanmamış düşlerinle
Umutların
Sımsıkı avuçlarında saklı
Yaşamak uğruna ödenen
Bedellere inat
Çaresizliğe tutsak olmayan
..
Bir tokat gibi esiyor rüzgar
Güneş gibi, buz gibi tipi var yüreğimde
Ağaçlar yaprak döküyor ilk yazda
Kuşlar ötmez oldu dallarda
Kuzular melemiyor, koşmuyor
Gün doğmuyor
Geceler bayram etmekte
..
Endamını seyre daldım fonda deniz,geçen feribotlar ve gökyüzü,
Gün batımı eşlik etti esmer tenine,saçlarının teline,
Arkaya her dönüşünde,gördüğüm gülen yüzün ve bir çift seven gözündü.
Aşka dair söylenen türküler gibi yanık,içliydi sesin,
Her kelime özenle döküldü dilinden verdiğin sevda sözüydü.
Güneş ısıtırken içini,bedenin değil ruhundu ısınan,
..
Güneş erken doğar oralardan
Erken başlar hasret
Erken uzanırım sensizliğe
İlk ben başlarım hayata
İlk ben çekerim acısını
Bıraktığın geride beni ve gün doğumunu
Ankara geride kalır
..
İki denizin buluşması iki denizin kaynaşması gibiydik. Berrak bir incinin saflığında yakalamıştık, zemheride kaybolmuş duygularımızı. Yüreğimizdeki ateşin alevi büyüdükçe, dumanı azalıyordu. Kırılmış olan kalbimiz tutunacak dal ararken, dilimizdekini değil yüreğimizdekini zikrediyorduk.
İçimizdeki sevi ile varlığı, aşk ile hakikati yaşıyorduk. Karşılıklı oturup göz göze bakmak yerine, yan yana oturup aynı yere bakıyorduk. Yüreğimizde büyüttüğümüz aşk menziline ulaşmak için. Yüzüme bakan gözlerin kalbimin içine hasret alazları bırakırken, hangimizin özlemi daha baskındı. Gecenin örtüsüne saklandık, saklanılacak en güzel yerdi. Biz gecelerde yaşadık. Lacivert gecelerde baş başa kaldık. Âşıkların sırlarıyla dolu olan gecelerde, aşkın tekilliği ile harmanlanıp yoğrulduk…
Yüreğime batmış kıymık gibiydin, çıkarmaya çalıştıkça daha da içine gömülüyordun. Senden gelen her zulme katlanmaya çalıştıkça daha da güçleniyordum. Seni içimde hissederken seninle aynîleşiyordum. Seninle kavuşmayı beklerken hayale dönüşüyordun. Karamsarlık rüzgârlarının dalgalanmasına izin vermiyordum. Gönlü iklimine hükmederken, beni öksüz bıraktığının farkında bile değildin…
Gün batımı kızıllığında gönlümün hüzünlerini eleyip, sığınmak için göğsündeki kuytuyu arıyordum. Bulutların ardından gülümseyen bahara rağmen, kırık bir güz hüznünü yaşıyordum. Cemre suya kor yüreğe düşmüştü. İçimdeki ateşin dumanı ise dudaklarımdan ah olarak çıkıyordu…
..
bir elimde palet bir elimde fırça
sehpa üzerinde tuval
hep arzu ettim bir türlü yapamadım
ya ben hazırdım malzemeler yoktu
ya malzemeler vardı ben yoktum
ikisini bir araya getirmeyi başaramadım
olmadı o resme bir türlü başlayamadım
..
Yaşadık...
hep yaşadık
yeni doğan günle gün batımı belirsizliğinde
yaşadık...
kırlangıç kanadının havadaki izinde belli belirsiz
hep yaşadık...
anlamsızlıklar sanatının şaheserlerinde yaşadık
..
Sessizce gider sevilenler
Sessizce,yavaaşş yavaş
Bir karınca gibi çalışkan olur gidişleri
Bir an bile aksamaz terkedişleri
..
Nar çatlamış dalında,
Salkım salkım asmada üzüm.
Açma mevsimidir kasımpatının,
Yalnız benim gönlümde hazan.
*****
Bir başka gün batımı,
Duygular nehre dönüştü.
..
Bir avuç toprak bir bardak su.
İşte çamur, benim özümde budur.
Biraz üzüm,bir bardak şarap, bir de kumpur.
İnsanları sıcacık, tenha sokaklar, tam bir anadoludur.
Kiliseler, selçuklu eserleri,
Birde kızılırmak, Gülşehir de gün batımı
Avanosta asmalı köprü, adeta ikiye bölmüş bu şehri
..
Ey gül, dalında bir gül'dün,
Şafakta açıp,gün batımı soldun.
Bülbülü kendine aşık edip,
Aşkın destanını yıllarca yazdın.
Kelebek kadar ömür sürdün,
Asırlardır gönüllerde yer buldun.
..
akşam olunca düşünürsün
bir dost olsa gönül hanemde
tıpkı şimdiki gibi gün batımı yaşarsın hep
gündüz hayali simalar çalar saatlerini
akşam oldumu yine kalırsın kendinle
doğadan bir esinti alır ruhunu bedeninden
yıldızlara götürür karşılık beklemeden
..
..
.
ah bu ne hazın bir gün batımı
ne yer duysun kalbimi
ne de gök sesimi
adını anmıyorum senin
..