Ahh nasılda çaresiz,
dilimin söyleyemedikleri..
Dilimden kaçıp,
gözlerime yuva yapmış saklı sözcükler..
Ah nasılda umutsuz!
duygularım..
Hiç kaybolduğunu hissettin mi bir şarkının içinde..
Hiç soğuk duvarlara çarpıp düştün mü orta yere
Ellerin karanlıkta uzandın mı bir mumun alevine
Ateşe değdin mi çaresizce
Yandın mı kor ateşlerde..
Kül oldun mu eski bir resmin gülümseyen yüzünde? ..
Sen hiç sevgisini,
ölür gibi bakan gözlerine yükleyip,
sonrada o sevgiyi parmaklarına bulaştırıp,
ve o parmaklarıyla tenine dokunan
bir kadınla birlikte oldun mu?
Şimdi gelsem yanına
ensende ki kokundan derin bir nefes çeksem
boynuna gömsem yüzümü
kapatsam gözlerimi kokuna değerek
sıcaklığıyla kendimden geçsem
gelsem şimdi çok özlemişken
Usulca fısıldadı..
''Pencereyi aç..
Kaldır başını bak..Göğe..Asla ulaşamayacağın o yere...
Sonra başını indir ve yere bak..Dokunabileceğin mesafeye..
İşte ben asla ulaşamayacağın o yerle,
Derinden çektiğin sigaranın dumanında
ölmek istemekti AŞK..
Nikotinin zehir zıkkım kokusunda sarhoş olup unutmak istemekti;
gözlerini,
kokusunu,
Sen benim uyuyamadığım gecelerde ki intiharım,
güneşsiz sabahlarımda ki güneşe hasret çocuk yanımdın..
en çıplak kelimelerimle yalansız,yüreklice severken seni..,
sen bana ne yaptın yar!
böylesine geceye tutuklu
Ellerime bakıyorum..
O'nu okşayan, seven ellerime.
Kanı çekilmiş gibi,
Bembeyaz ve ruhsuz..
Ya saçlarım..
Neden parlamıyor
Ah kalbim..
Şimdi O'nun göğsünde sevgiden ölmek,
Ölüp te avuçlarında yeniden dirilmek vardı..
Sus be yüreğim
Sus artık..
Bir huzur ver..
İşgale uğramış yüreğinde
İsyan gibiyken aşk,
Hangi mülteci yaklaşabilir ki sınırlarına? ..
Sen sınır kapıları kapatılmış,
bir memleket gibisin..
.....:((((