Yüreğime hançerler saplandı.
özlemin çöl sıcağında ateş gibi sardı,
Adın dudaklarımdan döküldü babam,
Göz pınarlarımda asıl kaldı gözyaşlarım.
Öylece dondum, taş kesildim.
Sardın beni bütün özleminle sımsıkı,
Gelincik çiçeleri gönlümün hüzünleri,
Ben gelincik çiçeklerini çok sevdim.
Dokundum mu? Hemen solan.
Koparıldığında boynunu büken.
Ben gelincik çiçeklerini çok sevdim.
Benim gibi yüreği yaralı...
Dün Rüyamda Gördüm Yine
Çamurdan, samandan yapılma,
Tek katlı damları sazdan,
Yemek pişiren seyyar odun mangalından,
Kararmış tencereden yükselen,
BİR DAMLA KAN VE
BİR DAMLA GÖZYAŞI
Çanakkale menkıbelerinden bir
gerçek olay.
Ay gülümsüyordu için için ağlasada.,
İçinde garip bir hüzün karanlığı süzerken.
Hüzün, buğulu bir sis yüreğimi birden sardı.
İçimde sevdiklerim, gözlerimde resmin.
Sanki gerçek gibi dokunsam elimdeydi.
Kolay değil aylar var, senden ayrı kalalı.
Gözlerine baktığımda gördüklerimi anlatabilsem.
Ellerini tuttuğumda nasıl bahar sıcaklığı duyduğumu,
Anlatabilsem sana.
Yoluğunda yüreğimde esen hazan rüzgarlarında,
Savrulduğumu naıl anlatsam...
Sensiz her gecenin kış soğuğu,
SEN AŞKI BİLİR MİSİN?
DEVLERİN AŞKINI
Dağ başında açan uçurum çiçeklerini,
Bilirler görünmiyeceklerini…
Sevilmiyeceklerini…koklanmıyacaklarını okşanmıyacaklarını,
Sessiz bir düş gibi geçtin ıslak dalgalardan,
Çılgınca vuran dalgalara aldırmadan.
Eteklerime vuran dalgaların fısıltısı canımı acıtırken,
Yine aklımda sen varsın.
Dalgaların üstünde umutsusca çığlık atan martılar,
Tan yerinde sabahı kaybetmiş,
Gece uzaklardan bir kadın çığlığı duyarım
Sanki yardım çağırır gibi.
Önceleri dinlerdim Sadece
Sonraları çığlıklar, sesler ağlamalar eklendi.
Dinledim dinledim de çözemedim.
Belki isyanın çığlıklarıydı, duyduğum
UĞURLAR OLSUN! UĞURLAR OLSUN!
Bu gün 24 ocak 2011....
Fidan gibi gençler, delikanlılardı.
Bizi aydınlığa, kavuşturmak için.
Mum ışıklarında bitirdiler,kitaplarını.
hayatı çıkarsız yaşamak bir ayrıcalıktır