Yağmura sığınmışken
Yokluğunun sonsuz karanlığında
Her bir su damlası deliyor yüreğimi
An be an acıtarak
Süzülen yağmur taneleri değil aslında
Onlar tuzunu katarak tenime
Kulağımda ki Türküler mi
İçimde ki yaralar mı
Beni daha çok kanatırlar
Vücudumda ki kollar mı
Hayatımda ki yollar mı
İşte size asrın kadını
Abartılmış sanma çektiği sıkıntıları
Koş çamaşıra, koş bulaşığa
Sadece bununla kalsa
Herkes bunalıma düşer
Suçu buna yükler
Tomurcuklar açmış dallar da
Benim dallarım kırık…
Hüzünlü öyküler söylüyor
Dallarımda ki kuşlar
Ne bahar costurur onları,
Ne bulutlar…
Karla kaplı dağların soğuk beyazlığında
Bir elinde asa bir elinde tasvir
Gözleri aydınlıktan kör
Rüyasını arayan derviş
'Öldü' dediler
Sabah seherle
Kara toprak
Açtı ellerini sevgiyle
Biraz daha bekleseydi
Keşke toprak sevmeseydi
İtiraf ediyorum,bütün suç bende.
Seçtiğim yolların
Çektiğim acıların
Açtığım yaraların
Suçlusu benim.
Öylesine etten kemiktensin işte
Nedir bu dünyayı ben yarattım havası
Sen mi keşfettin sanıyorsun sevgiyi
Sığ yüreğine sığdıramamışken, bir tek sevgiyi
Nasıl bekliyorsun sevilmeyi.
İnsan demek sevgi demek
Sen belki kaç mevsim yaşadın
Aşkımızın üstüne
Kaç kere çiçekler açtı dallarda
Kaç kere karlar düştü dağlara
Oysa ben hep aynı kara kışta.
Bir türlü güneş doğmadı
Seni seveceğim
Sevgimi sana vereceğim
Seni seninle yaşarken
Sevgimi büyüteceğim
Seninle varolup
Seninle biteceğim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!