Ne yazabilirim sana dair bilmiyorum ki? Hayattayken ne hissediyorsam,söylemiş içimde tutmamıştım.Her şeyi konuşabilen kaç kişi vardır bilmiyorum.
En çok seninle otobüs seyahetlerini, bilmediğimiz sokaklarda saatlerce yürümeyi severdim. Sessiz gecelerde saatlerce balkonda oturup uzun uzun sohbet ederdik.Bir türlü anlam veremezdin insanların neden böyle davrandığına.İçinde kötülük yoktu ki,sen nasılsan herkes öyle olsun istedirdin, ama malesef olduramadın.Ve hepte anlamsız yere kendini suçlardın; o kadar hassas,o kadar duygusal.
O gülen, yeşil gözlerini son kez açık görmek isterdim. Aslında istemezdim.
En son seni Mudanya iskelesinde geride bırakmıştım.İlla karnımı doyurmak istemiştin, yolda inip puaça almaya kalkmıştın. Kıyamazdın ki.42 yaşında da olsam senin küçük kızındım. Son defa sarıldığımı bilmeden; iki kere sıkı sıkı sarılmış,boynundan öpüp kokunu her zaman ki gibi içime hapsetmiştim.Arkamı dönüp el sallamıştım.Gözlerinde üzüntü yoktu, tam tersi mutlu; ışıl ışıldı. Zamansız bir zamanda sevdiğini karşısında bulmanın mutluluğu vardı.Çünkü gene süpriz yapmış hiç beklemediğiniz bir anda iki günlüğüne kapınızda bitivermiştim.
Eğer o hastane odasında görseydim gözlerini biliyorum ki mat bir yeşil olucaktı.
“Köhne İskele” şiirimde yazdığım gibi; en son bir iskelede bırakmıştım seni.Ama bizim iskelemiz ne kırık ne de şehrimiz silikti.Bana her zaman güç veren güneş ışığı parlıyordu,mis gibi deniz kokusu, gökyüzünde martılar...
Çok güvenme şansına
Gülmez hayat her daim sana
Dur bir nefes al köşe başında
Neler gitti,neler kaldı
Avuçlarında
Gidenler dargın mı sana
Köreldi zamanlar
Sessiz saatler
Son gonglarını vururken
Tuzla buz yaşanmışlıklar
Umarsız eller sallanırken
Duygular girince çıkmaza
Güneş döner gölgeye
Sana vermiyorsa değer
Hayat zaten keder
Gidenler geri gelmiyor
Ölümün yüzü soğuk
Sevgi dinlemiyor.
Çare yok
Gidenler geri gelmiyor.
Bir acı veda
İçime sinmiyor
Seninle olan sessizliğim
İçime sinmiyor sensizliğim
Dudağımdaki anason tadı
Ilık akşamların tatlı rüzgarı
İçime sinmiyor
Gecenin sessizliğinde
Yalnızlığın pençesinde
Kendimle savaşıyorum
Kaybolmuşluğun içinde.
Bulmaya çalışıyorum
Benliğimin zerreciklerini
Elveda sana bir kez daha
Ama bu defa benden yana.
Sana ait kanayan yara
Unutmadım terkedişini
Haince gidişini
Sana sesleniyorum bu şiirimle
Haykırıyorum
Binlerce sessizliğin ardından
Soru işaretleri denizinde
Boğuluyorum.
Sen hangi penceresindesin dünyanın
Ne renk perdelerin
Siyah mı herşeyi karartan
Yüzüne o soğukluğu bırakan
Pembe mi yoksa bütün karalara inat
Yüzüne hep tebessümü oturtan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!