Ben seni bir su susamışlığında,
Yudum yudum içerken,
Söylesene nasıl kıydın,
Ben de olmayan bana,
Sen de bulduğum benliğime,
Hiç mi acımadın gülüne,
Yemeğe içmeye doydum
Bir sana doyamadım.
Gezdim gördüm
Senden başkasında göremedim
Kendimi
Ben sana ve yüreğine doyamadım.
Her nefes alışımda
Sensizliği solumak
Seni sensiz yaşamak yordu beni
Yoruldu bu beden
Görmek her fırsatta
Hissetmek varlığını
Seni seviyorum demek,
Zordur sevgiliye,
Gerçek aşklarda,
Bir o kadar da
O kelimeleri içinde,
Tutmak ve dile getirememekte.
Işıl ışıl bakan gözlerin
Yumuşacık ellerin
Yüzündeki masumiyetindi
Beni benden alan
Oysa sen; beni karanlıklara mahkûm ettin de gittin…
Seni gelesin diye gönderdim askere
Gittiğin yerlerden dönmedin oğul!
Umudumu haberlerine bağladım
Gelmedi, hayırlı haberin oğul!
Kulaklarım hala telefonda,
Karardı gökyüzü
Şimşekler çakıyor
Doğa kızgın
Doğa ağlıyor
Sıcaktan kavrulan
Ağaçlar gözyaşlarıyla
Vatanım; yeşilliklerle bezenmiş, çam kokusuyla dolan,
Kışları bir gelin gibi bembeyaz vatanım.
Sağlık, huzur, mutluluk sende mevcutken,
Seni bırakıp gitmek, ah öylesine zor ki bilemezsin.
Ama ne yapayım; eşimin, çocuğumun aşı, ekmeği,
Katığı için katlanmalıyım bu hasrete.
Hava soğuk dışarıda, yağmur yağıyor,
İnsanlar ise işlerine gitmek üzere,
Yollara düşmüşler, rengârenk şemsiyeler,
Yağmur altında ama gülüyor yüzleri…
Mutlular belli, çalıştıkları bir işleri var,
Bana özürlü diyorsunuz, nedir benim özrüm,
Ben ne yaptım da özürlü, defolu oldum.
Bana sunulan bu yaşamı ben mi tercih ettim.
Doğarken bana bazı uzuvlarımın çalışmayacağını kimseler söylemedi ki…
Ben engelliyim, özürlü veya defolu der gibi özürlü demeyin bana,
Bende bu şiiri ödevimde kullanacağım...