Yatıya geldiğim Nisanım,
Yatsıya kadar yandı şemin.
Hani ben gitmeden gitmeyecektin.
Yakardın da arzı,gitmezdin.
Hani?
Ben ölmeden ölmeyecektin,
Ötedünya dedikleri senmişsin meğer,
Senden öte yaşamak bilmem, kime, ne der,
Ruhlarımızın buluştuğu sehpada darağacı
Gerdanımda yüzgörümlüğüm eder…
…
Ötedünya nın Kaf Dağı’nda yaşayan düşleri
Bir’i:
Sesini yut,düşlerini uyut,
Bakışını yum.gözlerini açık tut,
Bekle…
Sineni aç bana,
Hasretim ben de sana,
Dünya denen mahzenden,
Elindeyim saki.
İster dök bir kadehe sun bir ele
İstersen dökmeden ver bir ele
İster kokla,tut ellerinde
İster kıyama koy mahzenime.
Ya Rab! Yılların ahir zamana,ruhların kıyama durur,
Ya Rab,mevsimin aşka durur,
Bulutların yağmura.
Yürekler çarpadurur sevdasından gurura…
Naz eviydi Gülizar, gül mağrur.
Bülbüller çiledeyken gül kokusundan madur.
Ben Ergenekon’dan senin çıkardığın
Sen, yurduna yol,bana yoldaş.
Kurumuş çiçekleri yeşertip
Demir dağlarda.
Erittiklerine beni katan.
Bozkurt bakışlarının diline dolanan aşk.
Bir duru bakışın suyuna sürüklenmiş
Adı Leandros ya da Bekir.
Kız Kulesi olmuş kavuştukları yerin adı.
Aşkının boğuluşunda boğulmuş
Adı Hero ya da Cevahir.
İstanbul’un İSine düşmüş düşleri,
Ben var ettim neyin varsa tek tek,
Yüreğime senden.
Seni.
Gözlerini ben işledim gönlümün gergefinde
Desen desen,kilim kilim
İklim iklim…
Yıllardır aşeriyorum sana
Gebeliğim nicedir.
Çöl gecelerindeydim,
Kum fırtınalarıyla fırlatıldım.
Kalp atışlarını duyduğumda
Bir vahadaydım.
Çiviler çıktı döşemelerden,
Damlar uçtu tepemizden,
Duvarlar çatladı canım.
Soğukmu soğuk evsizlik,
Sensizlik kocaman boşluk.
Topraklar hep nadas
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!