Bir gül düşünün,
şöyle yirmi, yirmibeş yaşlarında;
sanki dolunay saklı
uzun ince kaşlarında…
Bu gül,
ne pembe, ne sarı, nede kırmızı,
Çekik gözleri var rengarenk...
Dişleri inci gibi sütbeyazı
Elma dudakları kızıl bir ahenk…
Bir prensesmiş gibi, soylumu soylu,
Sonsuz güzelliği dillere destan ve bengi...
Zarif, ince; ne kısa ne de uzun boylu,
Teni pürüzsüz, açık kahverengi…
Tanrım diyorum, kendi kendime;
Ne güzel yaratmışsın bu ince beli.
Hangi üstad, hangi ressam,
Çizebilir böyle bir güzeli?
Bucak bucak dolaşsam,
Diyar diyar kıtaların beşini.
Mümkün değil bulamam bir eşini...
İşte o gül, benim gülümdür,
Elindeki aşk şarabı
Hem mest eder, hem güldürür.
Kayıt Tarihi : 21.4.2015 17:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)