ŞİİR, SEVGİLİM; SEVGİLİM, ÖTEKİ BEN...
““Çocuk yürekli sevdama…””
“My heart will go on” Titanic’in hüzünleriyle nasıl bütünleştiyse,
Ben de seni hissettim aysberg’ler kadar
- - - - - - - - -
Mezgite yabancı kahverengi çocukların masalı bu
Başı toprak, ayakları dışarıda,sonu firak
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Çocuk,
Duvar diplerinde bıraktığım
Hazanın sarı acılarına terk ettiğim,
Her öyküde ölen bizdik,
Solan bizdik,iç kentlerin imkansız bozkırlarında
Ertelenen, güneşe küskün umutlarımızdı
Acılarıyla dost çocuklar büyütemedik
Kahverengi masallarımız,denize varmadan öldü
Şiir ve insan.. birleşince oluyor yaşamdan bir anlayan.. Anımsamak ne güzel şiir adına... yansıtmak ne güzel sevdalılara.. duyumsamak, yaşamak ne güzel indikçe şiirsel derinliklere...
Yaşamak buna deniz.. şiirlerle yaşamak. Madem dünyaya gelmişiz bir kere... Paylaşım İçin teşekkür eder Sevgilerimle başarılar dilerim....+10
ilk bakış nasıl iz bırakırsa
son bakış ta öyle..unutulmaz.
güzeldi...
saygılar
tebrikler..üstad.. sizi okumak ayrı bir tad.. saygılar
'Çocuk yürekli kadın,
Burada kalamıyorum, senin gibi yetimim
Evim var, yuvam yok..
beni en çok sen tanıdın,en çok SEN!
SUSUYORUM engin denizlerce...
Şiirlerimin gözleri açık, böyle ölmesin ağıtlarım..
Merhaban yoksa,
kalabalıkların izdüşümü kıyamet saatinden farksız...'
Şiirlerimin gözleri açık, böyle ölmesin ağıtlarım..
Yüreğinize sağlık, TEBRİKLER
Çocuk yürekli sevdama…””
“My heart will go on” Titanic’in hüzünleriyle nasıl bütünleştiyse,
Ben de seni hissettim aysberg’ler kadar
- - - - - - - - -
ÇOK İÇTEN DUYGU DOLU DİZELER DENİZ KADAR MASMAVİ PIRIL PIRIL GÜNEŞ KADAR SIMSICAK SEVGİ DOLU ŞİİR KALEMİNİZ DAİM OLSUN SEVGİ VE SAYGILARIMLA
Mezgite yabancı kahverengi çocukların masalı bu
Başı toprak, ayakları dışarıda,sonu firak
Tatil anıları olmayan çocuklara şiir yaz
Mezar taşlarında ölümü ölümsüzleştir
Ki çocuklarımızın deniz düşleri katledildi
Yol bitmeden…
Çocuk,
Duvar diplerinde bıraktığım
Hazanın sarı acılarına terk ettiğim,
Her öyküde ölen bizdik,
Solan bizdik,iç kentlerin imkansız bozkırlarında
Ertelenen, güneşe küskün umutlarımızdı
Acılarıyla dost çocuklar büyütemedik
Kahverengi masallarımız,denize varmadan öldü
Çığlıklarımıza yabancı bu deniz
Ve vahşi anaforlar…
Teknelere sığmaz ki kahverengi çocukların acıları
Çocuk yürekli kadın,
Burada kalamıyorum, senin gibi yetimim
Evim var, yuvam yok..
beni en çok sen tanıdın,en çok SEN!
SUSUYORUM engin denizlerce...
Şiirlerimin gözleri açık, böyle ölmesin ağıtlarım..
Merhaban yoksa,
kalabalıkların izdüşümü kıyamet saatinden farksız
Mezopotamya’nın sıcak toprakları,
Çerkez gözlerine kurban olsun
Sen Türkiye’m,türküm,
şarkım, hüznüm,
sevdam…
Ah Nil Nehri’nin leyl bakışlı gülüşü,
Sakarya Türküsü’ne
Muş Ovası’nın Kürtçe ezgilerine ağlayalım gel
Gözyaşlarıma aşina kentlere şiir yazıyorum çocuk.!
Unuttum sanma son bakışlarını.!
Şiirlerini okumaktan keyif alıyorum adaşım. Selamlar.
Sayın Eroğlu; yine duygulu, güzel dizelerinizi zevkle okudum. Bir kez daha coştum dizelerinizde. Teşekkürler hocam. Dostluk ve muhabbetle, sevgiyle kalın. Günay Özdemir
Hüzünlü, duygulu ve yaşanmamışlıklarla işlenmiş dizeler mükemmeldi..Kaleminiz daim olsun..Tebriklerim yüreğinize
tatil anıları evet hiç olmadı çünkü ne yaşadılar ne bildiler tatili denizi bile göremediler ömürlerince ülkenin üç tarafı denizlerle kaplıyken
MARTILAR İSMİNİ GELİR FISILDAR
SAHİLDE SESSİZLİK BENİMLE AĞLAR
HER TARAFTA SENDEN BİR HATIRA VAR
BAKTIĞIM GÖRDÜĞÜM DUYDUĞUM SENSİN
Bu şarkının bir anlamı olmayacak kahverengi çocuklar için aşklarında deniz yok martı yok
sadece özlemlerini dile getiren ve onların içinden çıkmış kaliteli şair İBRAHİM EROĞLU VAR
mezapotamya nın sıcak topraklarında kavrulmuş ülkenin insanları VATANIN ADI TÜRKİYE olsun
türkülerdeki ağıt ta KÜRTÇE OLSUN bu daha anlamlı gelir bana
AĞITLAR ankaradan başlayıp habura şemdilliye batmana ığdıra sivereğe silvana ve diğerlerine ulaşsın
o mahzun bakışları unutmak unutabilmek mümkünmü ve yokluğu ve itilmişliği ve üvey olmayı
mutlaka unutmayan adam gibi adamlar olacaktır
saygılarımla 10 +antolojim
Ya yine muhteşem olmuş kelimeler ruhunuzla dans etmiş tam puan üztadım eline sağlık
Bu şiir ile ilgili 95 tane yorum bulunmakta