Ozanca yazarsın, dilince söylersin
Rüşvet değildir diye alınmaz selamın
Duyulmaz zaman tüneli aks-i üzerinde
Uzayıp giden sonsuz yolcu...
Yeşeren her yeni umut bahçelerinin
Nasıl tarumar edildiğini gözler
Okşarsın yeni umutları fidanların
Şen yağmurlu ormanlarından
Sokaklarda biçare dolaşan
Yabancı canlı türlerini
İzlersin! Göveren başak tarlarında pas tutmuş
Bir zamanlar dörtnala sürdüğün
Atalarından emanet at üstünde
Şimşek gibi geçerken nalları parlayarak
Ay ışığı rengi çökerken yüzüne
Yapraklarını döker son baharların
Hüznünden de ötedir güneş karası
Ruhuna yansıyan
Yalan söylemez aynalar gördüklerine
Çatlak yarıklar oluşmuş ayak izlerinden
Yanık toprak kokusu kalmış geriye
Hislerimi tutuşturan ağrıların
Yaslı kalp çarpıntısı eşliğinde
Beslersin ruhu kırıntılarından
Kuru soğan tadında
Dilin ekmek yarası
Fıçıları boşalmış koruk bağlarından
Bir içimlik tat.
Rengi kaçmış çiçeğe konacak ey arım!
Hiçbir tat almayacağın aşikâr
Dansın ritminden dahi bellidir
Bir umut bekleyen çocuklar gibi
Son kez çalacak teneffüs zilin
Gözden düşerken beden
Müslüm Bayram
Kayıt Tarihi : 9.9.2020 14:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!