Çatlamış bir alevin düşme kaygısıyla
Sendeleyerek bir kibrit çöpü
Üzerinde yürüyüşü gibi geçiriyorum
İçimi zamandan8230;
Zamanı değil bazen sıralamayı
Karıştırıyorum.
Neyi ne(y) den önce yaptığımı
Kendime bağışıklık aşılıyorum
Doğrudan güzellerin, dolaylı güzellere
Dönüşümünü ki;
Bu sanki ömrümün ilk baharı
İlk ışık girince
Göz bebeklerimden çiziliyor
Beynime bin bir şekil
Ancak uzatmıyorum hiçbirine bedenimi
Eğil, eğil
Diyorum çünkü ağırlaşıyor kafatasım
An kadar bir parça hayatım.
O kadar hızlı ama hep sonunda
Zam(an) ın.
Ve an tıkar iki cam kürenin
Arasındaki boşluğu
Akmaz olur incelenen kum
En sonunda zaafım olur her bulduğum
Ve eğiliyorum eklemlerimdeki
Kireçleri kazırcasına yokluyorum
Taze çamuru sonra varlıyorum.
Kinim ellerimin arasından kayıyor
Toprağa affediyorum olmayanları.
Anlatamadığım
Bir sevinçle başlıyorum boşaltmaya
Kendi mezarıma dolan
Suları
Pis bir elektrik dalgası
Dişlerimi sızlatan
Mavimsi rengine rağmen,
Sindirilmişlerden çıkan dumanlar
Yol bulamıyor bedenimden dışarı
Yağmur damlalarını katleden bir uçak
Geçiyor tepemden
Karanlık zorluyor gözbebek
Sınırlarımı
Ve patlıyorlar
Artık bitmiş rüyaların
Bu yaşanmamış hayat parçalarına
Kendimi çok alıştırmamalıydım
Pişmanlık için hiç geç değil
Hala yitmemişse heyecanım
Bulutsuz bir günde yanıma aldığım
Şemsiyeden farksızdı benim için
Mecazi aşk.
Mecaz-ı aşkda hiçbir zaman
Emin olamam
Kast edilen bir anlam olup olmadığına
Boşu boşuna heveslenme diye telkinler
Nefse, ama hep kör tarafına denk gelir
Nedense
Aslında nedensizce olduğunu herkes
Bilir
Söylüyorum
Alıntılamanın çekingenliğine bürünerek de olsa
Zıddını biliyorum bugün aşkın
Duygusuzluk olduğunu
Işığa koşarken, aram açılıyorken
Gölgemle
İnsanların içindeki dipsiz boşluğun
Tam da orda durduğunu
Zamanı geldiği için bugün
Anlıyorum
Ak 2430
Abdullah Korkmaz AkiKayıt Tarihi : 22.8.2009 01:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!