GÖNÜL Budur Sorana
Yıl 962 olsada bende
Gönül bu durmaz asla yerinde
Takılıp bir uç motifle al yemeniye
Ver elin derse yetmez ki ülke
Kaz dağında bir garip sarı kız
Bazen meryemin kucağında
Baktığım her insanda Tanrı’yı görüyorum
Diyen Rahibe Teressa
Bazen de bolu dağlarında
Şehriyar sözüne uyan köroğlu ayvaz aşığı
Olmaz demeyin avşar elinde
Arap atlar yakın edince ırağı
Dadaloğlu’na sararım sümbül örgü altın saçımı
Bazen deli bazen usta
Anmadan geçemem sevdalım Pir Sultan Abdal’ı
Hani, “Gelmeyin üzerime giderim...” demiştim, gittim.
Hüzünlerin uğurlamasında özgürlüğe gittim.
Hâlâ soruyormuşsun tanıdıklardan telaş içinde, neredeyim
Bazen, ses olup yol boyu dizili direklerin tellerindeyim,
Bazen de bulut bulut, mavi mavi özlemlerindeyim,
Özlersin canımın içi, özlediğinim bilirim...
KÜSKÜNÜM SANA İSTANBUL
Ağacımdan döktü çiçeğimi yağmurların
sararken içleri gün batımı hüznü
leylak rengi alacasındayken gökyüzü
yürek kıyılarına vurur durur dalgalar
hülyalı nice gönüller gibi dil şâd olurlar
şimdi yum gözlerini suskunluğuna
düşleri yorgan yapıp sarınmışken sımsıkı
elimde anıların tozlu raflarından seçilmiş tâbir kitabı
satır aralarının boşluğu mu yoksa çıkış kapısı
hangi yana baksam acı başıboşluk
durağan faslındayım zamansızlığın
nöbetler tetiklerken hedefsiz atışlarla bilinmez korkuları
gitmedi gözlerimden ışık, sönmedi parlaklığı bakışlarımın
ne çok şeyler oldu bilsen, şahitliğinde aşkın.
dökülürken yaprak misali takvimlerden
akrebin pususunda koşturmacada sayfalar
zamanın çizelgesinde yelkovan
öyle zaman olur ki ne vakit İstanbul dense
bir aşifte çığlığı kesilir zaman bileti elimde
ve en ahlaksız küfürlerin acısı sürülür dilime
yanarım alev alev korsuz ateşlerde
bazen harcanmış saydığım gençliğime
akla ziyan çılgınlıklarıma bazen de
güneş battı, ay bastı, yıldızlar kaydı.
silindi suyun yüzünden, bir üfürtü ile tüm yakamozlar.
boyandı maviler, dalgaların kuşattığı çırpıntılı yüreğe.
gözler ararken resmini, mazi içinden özenle seçerek,
açılmaz oldu, takılı kaldı sayfa, bakışlarına kilitlenerek.
Saç tellerime dokunduğunda ellerin,
Köpürürdü dalgalar,
Kudururdu denizlerim.
Şimdiyse...
Vurulup sığlara alabora özlemlerim,
Kimsesizlik sahilinde düş beklerim...
taşırken bazen beden yükünü, olurum kahrın
bilmediğimi düşünerek yüreğinden geçenleri
alamam karmaşık beyin sinyallerini sanırsın
kankamdan farklılığımı bilsen, buna sende çok şaşırırsın.
emsalsiz diye bir şey yok canım
G üz yaprakları gibi dağılmıştı hep yerlere
Ö zünde sevgi vardı, hicran vardı, aşk vardı
N ereye baksam, hep onu gördüm sandım
Ü züldüm önceleri acıdım ona
L akin nerden bilebilirdim; o kazanmıştı büyük ödülü
E skisi gibi değildi artık yalnızdı ama güçlüydü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!