Gölgeyle Semahtan Sonra Şiiri - Kemter A ...

Kemter Abdal
184

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Gölgeyle Semahtan Sonra

Damarlarımdan akarken boz bulanık Ham Köy'ün tozu,
Göğsümde bir uğultu, adı yok, tarifi zor huzursuzluk.
Pınarın başında, suyun toprağa sızan çığlığı,
Her damla bir "neden?", gölgem bir yılan gibi dolandı.
Rüyalarımda eriyen Görünmeyen Köy, bir nefes ötede,
Toprak altında yatan kayıp harfler, parmaklarıma fısıldadı:
"Her ne ararsan kendinde ara."

Semboller Vadisi, taş kesmiş bir gökyüzü,
Her nefes bir ezber, her yankı bir yanılgı.
Taş Koleksiyoncusu, zamanın unuttuğu bir heykel,
Gözlerinde yanan mum, avucumda susan bir sır.
Sözcüklerin kadife tabutları, içinde yatan boşluk,
Dilim bir kum saati, her tanesi hakikatten uzak.
Kılıfların hışırtısı, bir balık gibi yüzdü zihnimde,
Ben, kelimelerin boşluklarında bir orman büyüttüm.

Nefs Dağı, uykusunda inleyen bir canavar,
Rüzgarı, damarlarımda buz kesen bir çığlık.
Pişman Yolcu'nun elleri, birer çakıl taşı,
Gölge, aynada yankılanan kahkahalarla doğruldu.
Zirveye tırmanırken, nefesim bir ayna oldu,
Her düşüşte parçalanan, her kalkışta birleşen.
"Korku sensin, kibir sensin, arzu sensin," dedim,
Gölge, ayaklarımda bir duman, usulca sindi.
Dağ, bir nefes gibi içime doldu, "Terbiye et," dedi, "bin atına."

Marifet Ovası, ışığın etten bittiği bir düş,
Toprağın altından fışkıran melodiler, kokusuyla büyüleyen.
Kibirli Bilge'nin sözleri, camdan bir kuyu,
Boşlukta yansıyan benliğimin ince bir hicabı.
Çerağın alevleri, gökyüzüne uzanan dilsiz bir dil,
Semah, ruhumun uzaya savrulan tohumları.
Ben dönmedim, evren benim içimde döndü,
Gölgenin son fısıltısı, ışıkta eriyen bir kelebek.
Görünmeyen Köy, gözyaşımdan süzülen bir inci,
Ulu çınarın altı, zamanın sustuğu bir şelale.
"Işık sendeydi," dedi Bilge, "boşa arama dışarıda."
"Bir olalım, iri olalım, diri olalım," fısıltı, bir çağlayan oldu.

Dilsizler Meclisi, kalbin atan sesi,
Her dokunuş, bin kitabın özeti.
Kadının bakışı, sonsuz bir galaksi,
Gözlerimde donan zaman, ruhumda açan bir kapı.
Marangozun çekici, bir nefesle inip kalkan,
Çocukların kahkahası, titreşen hava dalgaları.
Sessizlik, bir nehir gibi aktı içime,
Bostanda toprağa değen ellerim, varlığıma kök saldı.
Arayan kalmadı, çünkü arananla bir oldum,
Kimliğim, bir su damlası gibi okyanusta kayboldu.

Sessiz Hizmet, geçmişe uzanan bir köprü,
Dağ, bir dost gibi fısıldadı kulağıma.
Semboller Vadisi, hatırlattı kılıfların ardını,
Ham Köy, şefkatin kanatlarında hafifledi.
Pınarın sessiz onarımı, suyun gözyaşları,
Yaşlı kadının kapısında yeşeren minnet çiçekleri.
Kavganın ortasında kırılan dal, barışın nefesi,
Her eylem, tohum olup toprağa düştü.
Gölge yok artık, sadece ufukta bir ışıltı,
Görünmeyen Köy, kalbimde bir yansıma.
Hacı Bektaş'ın tebessümü, kendi yüzümde,
Yolculuk bitti, hizmet şimdi başladı.

Kemter Abdal
Kayıt Tarihi : 12.6.2025 17:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!