Gölgeler Savusup Gecince Yazdan Bahceden

Gündogumu pancurlarina yüklenip zorlayan
Icerisi dolu cam yüzünde donup kalan günün aydinligi ve sabahin seheri
Ambarda bir avuc zahire,
Nohut odalarda bir tutam karanfil kokusuydu belki
Sazliklarin dere boyu sulariyla gölde gölette kendine sarhos pinar
Kuslarin gölgeleri daglarin karaltilari gögün yaz sicakligi karma karisik..
Rampalardan beri getirip götüren dikiz aynasindaydi belki
Cignedigi gürültüler altinda ezilmis bozulmus sehirlerle cerceveli
Cekmeceden sadece görünüp kaybolmak icin konusan yahut susan
Devran dünya ve insan zemberek
Kayitli kayitsiz katologlardan ard ardina pes pese
Sirasi gelince rastgele raftan listeden temin tedarik
Römorklar bidon bosaltiyor makinalar zeytin söküyordu belki
Rantiyede santiyedeydi belki hortlak dolasim,
Ip ince tahtalar üzerinde ölümle kol kolayken insaat iscileri
Dogmasi sanci
Doymasi zehir
Büyümesi yasamasi tesadüf eseri, huzuru dirligi süslü masal..
Agriyi siziyi agirlayip ugurlayarak yolda kalan kapida yigilan
Bitti tükendi demektir nardan incirden ekmekten sudan takvim ve toprak
Islem hatasi bildirimlerine cikartilmis konmus demektir isli cira
Kör damar sagir suskunluk ve pasli sayac
Coook eskilerde kalan kerpic sekisi bag duvari ve cember
Uzaklasan usul yavaslarla diri arzu mor pembe hayal
Hic kimse yerine temsil tabure göcüp giden sokaklar gibi
Cingiragin calmasini bekler
Gölgeler esigi bahceyi basar gecer
Hayat silsilesinden derme catmalarla vapur limana
Sandal kumsala
Kamyon caddeye
Mahsun melül bakislarla yola düze daga bakar seyreder
Yikila yuvarlana söylenir gecer artik
Insan hikayeden sirra kadem

Seyfi Karaca……..Agustos / 22