Ovada kum fırtınası, nasırlı eller duada
Beklenen kara bulutlar, arşınlar mavi gökleri.
Demlenir kurak topraklar, bereketli yağmurlarla
Neden böyle peşin sıra, silmişlerdi izlerini?
Dökülür pencerelerden, güneşte naif gölgeler
Perdelerden desenleri, duvarlara nakşederler.
İğne iplikle işlemez, boya, cila istemezler
Sadedir bütün tonları, siyah-beyaz resmin gibi.
Dallardan dökülseler de kırılmazlar, bükülmezler
Patırtısız, çıtırtısız, bahçelerde dans ederler.
İstemezler darbuka saz, yerimiz de dar demezler
Nağmede kusur arayan, şu işgüzar gelin gibi.
Kulun kusurunu gizler, gıyabında kükremezler
Mahrem halini resmeder, ekranlarda neşretmezler.
Sızdırmaz sır küpü gibi, tek kelime laf etmezler
Canlı gazete misali, dolaşmazlar köyü kenti.
Kainatın eni boyu, meçhul derinliği sonu
Gök kubbe beş kat üstünde, hani kirişi kolonu?
Arzda ateş, arşta güneş, hayat bir orta oyunu
Kimileri rol peşinde, kimi türbinde seyirci.
Ademoğlu gölge ister, ağaca gölge etme der
Değişir huyu, mizacı, gah akildir, gah derbeder.
Keyiflenerek bilenir, ya budar ya kökten keser.
Yaz günlerinde kavrulur, suçlar mı hiç kendisini?
Bak şu çöllerin haline, kabarmış kum tepeleri
Hasret yaygın gölgelere, gün kavurur şiltesini.
Yeşil bir vaha uğruna, neler çeker develeri
Bir kaktüsün gölgesidir, çöl faresinin meskeni
Kayıt Tarihi : 19.10.2009 23:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çok içten çok saimi ifadeler kullanılmış
şiir su gibi okurken akıyor
takıntısız pürüzsüz satır geçişleri
finişe yaklaştıkca heycanı artıran
bir demet yürek yangını ifadesi dile gelmiş
kutlarım yazarı vede yazdıranı
salim erben
Hasret serin gölgelere, gün kavurur şiltesini,
Yeşil bir vaha uğrunda, neler çeker çöl treni,
Bir kaktüsün gölgesine, sığınmaz şu halin gibi..
şiirinizi ve kaleminizi kutluyorum ellerine ve yüreğine saglık selam ve saygılar
TÜM YORUMLAR (28)